ARALIK 2014

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Wed Dec 10 14:21:46 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (=?UTF-8?Q?Halklar=C4=B1n_Demokratik_Kongresi?=)
Date: Wed, 10 Dec 2014 14:21:46 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?QcOHSUtMQU1BOiDFnnVyYW7EsXosIFlvayBIw7xr?=
	=?utf-8?b?bcO8bmRlZGly?=
Message-ID: <CABZGkqaHjj4mDS_ufcpWhwTDXiWXa93p91zn-gGUOWaT-b4u3A@mail.gmail.com>

*Basın emekçilerinin dikkatine,*


*Şuranız, Yok Hükmündedir*

19. Millî Eğitim Şûrası, geçtiğimiz hafta düzenlendi ve tavsiye kararları 6
Aralık’ta açıklandı. Amacı eğitimin niteliğini yükseltmek, akademik,
pedagojik, entelektüel açıdan yeni, geliştirici önerilerde bulunmak olan
şûraya kimlik, din, kültür, güvenlik, piyasa endeksli tartışma ve tavsiye
kararları damgasını vurdu.

Katılımcıların eğitimin her alanından çeşitliliği sağlayacak biçimde davet
edilmediği âşikâr olan Şûra, Eğitim Bir Sen adlı hükümete yakınlığı ile
bilinen sendikanın güdümünde gerçekleşti. Toplantılar esnasında basına
yayın yasağı getirildi. Ne katılımcıları ne de yöntemi açısından şeffaf
olan bu Şûra, önümüzdeki yıllarda okullarda karşılaşacağımız, çocuklarımıza
yaşatılacak kâbusun ipuçlarını verdi. Görüyoruz ki, bundan sonra
‘tek'leştirmenin, asimilasyonun, piyasa koşullarının şiddetli müdahalesini,
harcı güçlendirilen Türk-İslam çatısı altında daha sert hissedecek ve
yaşayacağız.

Yeni hapishanelerin inşasının harcı olarak Şûra kararları
Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz çoğulcu, özgürlükçü, laik, eşitlikçi,
demokratik bir hattın kurulmasıyken, Şûra’nın kararları bunun tam tersi bir
hattı işaret etmektedir:

“Kendi kültürümüz”, “Türk müziği/musikisi”, “Türk Halk Müziği”, “Doğru
Türkçe”,  1., 2., 3. sınıflarda da zorunlu “Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi”
dersi, İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi dersinin kaldırılması;
“Değerler eğitimi”nde “etkin” ve “sarmal” bir planlama, “Osmanlı Türkçesi”
dersinin sosyal bilimler lisesinde olduğu gibi, Anadolu imam hatip
lisesinde zorunlu, diğer orta öğretim kurumlarında ise seçmeli ders olarak
okutulması, “bilim ve medeniyet tarihimiz”de öne çıkan düşünür ve bilim
insanlarına yer verilmesi; “geleneksel sanat”lardan “Hat, Ebru, Tezhip ve
Minyatür”ün programa dahil edilmesi; Alkollü İçki ve Kokteyl Hazırlama
dersinin ve bu alandaki stajın kaldırılması; liselerde zorunlu Din
derslerinin 2 saate çıkarılması; “Kutlu Doğum Haftası”, “Muharrem Ayı” ve
“Aşure Günü”nün Belirli Gün ve Haftalar kapsamına alınması...

Buradaki "biz", elbette Türk ve Sünniler. Gerek 2014-2015 eğitim öğretim
yılının başındaki kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişiklikler, gerekse
karara bağlanmamış ve gündem dışı bırakılmış olsa da karma eğitimin
kaldırılması önerileri ve yukarıdaki konular toplumun devlet eliyle
inşasında çıtanın Türklük ve İslamiyet, ahlâk, gelenek ve muhafazakârlık
açısından yükseltildiği, 90 yıldır süren milliyetçi muhafazakâr hattın
ezel'den ebed'e taşınmasına kararlı olunduğu görülmektedir. Oysa iyi
biliyoruz ki, bu anlayışta, coğrafyanın tüm halkları yer almaz. Bu kararlar
gösteriyor ki, asimilasyon ve inkâr politikaları devletçe sürdürülecek;
Aleviler, Kürtler, Ermeniler, Rumlar, Çerkezler, Süryaniler... yok
sayılmaya devam edilecektir.

Halkların Demokratik Kongresi, coğrafyanın bütün dillerini, dinlerini,
kimliklerini, cinsiyetlerini, kültürlerini kapsayacak, kucaklayacak ve
beraber yaşamanın yollarını yine beraber keşfetmelerine zemin sağlayacak
okullardan, halkların okullarından yanadır. Birinin, öbürünü dışarıda
bırakmadığı; kamusal alanların, bedenin, ihtiyaçların, yaşam biçimlerinin
devlet eliyle tekçi bir şekilde dizayn edilmediği, özgürlükçü, laik,
demokratik ve eşitlikçi bir sistem, biliyoruz ki hayal değildir.

Güvenlik yasasının işbirlikçisi okul güvenliği
Söz konusu uygulamaların amacı, umudu kırmak, yok etmek; korku duvarları
kurup herkesi o duvarların içerisine hapsetmektir. Zira Şûra’nın "Okul
Güvenliği" başlığı altında aldığı kararlar son günlerde hazırlanmış olan
güvenlik yasasının tamamlayıcısı niteliğindedir. Devlet, kendi dar, ahlâkçı
ve muhafazakâr bakışıyla onaylamadığı her davranışı "suç" kapsamına
almakta, sınırları ve tanımı belirsiz ifadelerle okulları disiplinhanelere;
"verimli", "etkili", "başarılı" gibi ifadelerle neoliberal piyasa
koşullarını dayatarak ticarethaneye dönüştürmektedir. "Güvenlik" ve "huzur"
diyerek okulları "suç merkezi", öğrencileri "makul şüpheli",
ehlileştirilmesi ve evcilleştirilmesi gereken "şeyler" olarak gördüğünü
ifşa etmektedir. "Okul güvenliği tek başına eğitimcilerin çözebileceği
sorun değildir" diyerek velilerden, yerel yönetimlere, emniyete herkesi bu
göreve davet etmektedir.

Belli ki "okulların güvenliği"ni güvenlik yasasının tamamlayıcısı olarak
görmektedir. Zira bu kararlarda “riskli alanlar, risk grubundaki
öğrenciler, uygunsuz davranışlar/kullanımlar, suç teşkili, denetim,
disiplin, caydırıcılık, uzmanlık, ödüllendirme” gibi ifadeler son derece
muğlak, esnek, kişilere bağlı, her tür baskıcı uygulamaya ve yönteme yol
açan militarist ifadelerdir. İhtiyaç duyulduğunda emniyet güçlerinden
yardım alınması, öğrencilerin emniyet ve sağlık kurumlarındaki bilgilerinin
okul yönetimleriyle paylaşılması, disiplin yönetmeliklerinin ilkokullar ve
ortaokullar için de çıkarılması gibi güvenlik esaslı bu kararlar, henüz
tavsiye olsa dahi okulların hali hazırdaki otoriter ve totaliter yapısını
daha da korkunç hale getirecektir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenlik arzusu ve paranoyası temelli
uygulamalarını bu coğrafyanın ezilenleri, halkları, işçileri, yoksulları,
kadınları iyi bilir. Ülkeyi kocaman bir açıkhava cezaevine çeviren; asker
ve emniyet güçlerine, esnafa, medyaya, kendi seçmenine, kendilerinden
olmayanı denetleme ve bu sayede güvenliği sağlama görevi veren bir hükümet
bu sefer, toplumu dizayn ederken en güçlü aracı olan okullara,
öğretmenlere, velilere bu görevi yüklemekte, emniyet güçlerini de onların
hizmetlerine sunmaktadır. Öğrencilerin adı, sanı, cismi yoktur, onlar
potansiyel suçludur.

Piyasa ve güvenlik sarmalında öğretmene çıkış yok
‘Öğretmen ve Eğitim Yöneticilerinin Niteliğinin Artırılması’ başlığı
altındaki kararlarla da çalışma koşullarını neoliberal sistemin "kişisel
gelişim", "kariyer", "rekâbet", "çekişme", "yükselme" gibi esaslarına
dayandırarak öğretmenlere piyasa koşullarını dayatmaktadır. Öğretmeni ve
yöneticileri okullardaki "asker/polis" olmaya da örtük bir biçimde zorlamış
olacaktır. Görevlendirme, atama, döner sermaye alanlarında her tür çekişme,
gruplaşma, kadrolaşmaya yol açacak kararlarıyla Türk/Sünni İslam ağını
örer, piyasayı da bunlara ekleyerek tamamlar.

Reddediyoruz...
Biz HDK olarak, 90 yıldır süregelen otoriter, ‘tek'çi, asimilasyoncu,
muhafazakâr bu eğitim sistemini reddediyoruz. 1920'lerden bugüne "devlet
baba"lar değişse de, yöntemde hiçbir değişiklik olmayan bu yaklaşımı kabul
etmiyor, "baba"lardan azâde hayatlar kurmak için hayallere, akla, arzulara,
meraklara, keşfetmeye, yaratıcılığa, becerilere gem vurmayan; varlığını
devletin, milletin, şu veya bu kutsalın veya yüce önderin varlığına emanet
edecek nesiller yetiştirmeyi hedeflemeyen; çoğulcu, demokratik, ekolojik,
özgürlükçü laik yaşam alanlarını hep beraber kurmayı istiyoruz. Dinlerin,
dillerin, cinsiyet kimliklerinin okullarda dayatılmasına karşıyız. Herkesin
anadilinde eğitim aldığı çok dilli, çok kimlikli, çok kültürlü okullardan
yanayız.

Buralar barışın, adaletin, antimilitarizmin, eşit yurttaşlığın,
demokrasinin, özgürlüğün, özerkliğin, akıl yürütmenin, tartışmanın,
sorgulamanın, yıkmanın, kurmanın, okumanın, yazmanın, edebiyatın, sanatın,
bilimin, tarihin, felsefenin, dillerin, dinlerin, cinsiyetlerin, kâinatın
haklarının; hakikatin, aşkın, bedenin, kavganın, isyanın, direnişin,
coşkunun okulu olacak. Bizler her birimiz, bunu mümkün kılmanın sınırlarını
zorlayabildiğimiz oranda, halkların barışını ve rengarenk okullarını da
kurmuş olacağız.

*HDK Yürütme Kurulu*
*10 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141210/bc4a2bfd/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Şuralarınız, Yok Hükmündedir!.doc
Type: application/msword
Size: 103424 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141210/bc4a2bfd/attachment-0001.doc>

From hdkbasin at gmail.com  Sat Dec 13 13:47:58 2014
From: hdkbasin at gmail.com (Hdk Basin)
Date: Sat, 13 Dec 2014 11:47:58 +0000
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?SERLIFlLOyBJcmvDp8SxbMSxxJ9hIGthcsWfxLEg?=
	=?utf-8?q?hepimiz_siyah=C4=B1z!?=
Message-ID: <CAO=BANiowD-H+Rg7zJnWPmyYXuoWombwun3=Mu1udp4-8x3Gmg@mail.gmail.com>

*Irkçılı**ğa karşı **hepimiz siyahız!*


Bugün ABD’de on binlerce insan, ırkçılığa karşı onurunu, eşitliği ve
adaleti savunmak için yürüyor. ABD’de son aylarda giderek tırmanan ırkçı
polis cinayetleri onlarca eyalette insanların öfkeyle ayağa kalkmasına
neden oldu.

Geçtiğimiz yaz, 9 Ağustos’ta Michael Brown adlı siyah ABD vatandaşı, St.
Louis bölgesindeki Ferguson kentinde bir polis tarafından vurularak
öldürüldü. 18 yaşındaki gencin elleri havadaydı ve “Ateş etmeyin” diyordu.
Polis buna rağmen silahını ateşledi, daha sonra kaçmakta olan Brown’ın peşinden
giderek 6 el ateş etti.


ABD’de sadece polis teşkilatı değil yargı sistemi de siyahlara karşı
sistematik ırkçı kararlarla yüklü. Michael Brown’ı öldüren polis, jüri
tarafından “yetkisi dahilinde” davrandığı açıklanarak cezalandırılmadı. Bir
ay önce bir başka siyah 44 yaşındaki Eric Garner polis tarafından göz
altına alınırken öldürülmüştü. Garner’ı öldüren boynu sarma hareketinin
uygulanması New York polisi tarafından 1993’te yasaklanmıştı. Buna rağmen,
onu öldüren polis memuruna da takipsizlik kararı verildi. Öldüğü dakikalar
videoya alınan Garner, “Nefes alamıyorum” diyordu.


ABD yargı sistemi bu polisi de cezalandırmadı. Her iki polisin serbest
bırakılmasının yarattığı öfke sürerken, ABD polisi ırkçı cinayetlerine
devam etti. 34 yaşındaki Rumaine Brisbon, çocuklarına yemek götürürken, 12
yaşındaki Tamir Rice, elindeki oyuncak tabanca gerçek sanıldığı için
öldürüldü. Polis ABD’de her 28 saatte bir siyahı öldürüyor. Araştırmalar,
bir siyahın polis tarafından vurulma ihtimalinin bir beyaza göre 21 kat
daha fazla olduğunu gösteriyor.


ABD’de siyahlar daha yoksul, sürekli ayrımcılığa maruz kalıyor, yargı
sistemi önünde eşitliğe sahip değiller.

Bu eşitsizlik, ırkçılık, polisin ardı arkası kesilmeyen cinayetleri, ABD’de
yaşayan milyonlarca insanın öfkesini harekete geçirdi. ABD’de sadece
ırkçılık yok, ırkçılığa karşı büyük bir hareket var. Hareket şimdiden 37
eyalete, 170 kente sıçradı. Bugün, bütün hareket birleşti, 13 Aralık ABD’de
polis şiddetine ve ırkçılığa karşı “Öfke günü” ilan edildi.


Halkların Demokratik Kongresi, ABD’de şiddete, ayrımcılığa, ırkçılığa maruz
kalan siyahların mücadelesinin yanındadır. Bu “Öfke gününde” hepimiz
siyahız! Kalbimiz New York’ta polis terörüne karşı yürüyen on binlerle
beraber çarpıyor.

New York’taki kardeşlerimize, ırkçı şiddeti, polis şiddetini yakından
bilen, yaşayan halkların bir parçası olarak sesleniyoruz; öfkeniz,
öfkemizdir. Polis şiddeti on yıllardır Kürdistan’da, daha geçen yıl Gezi’de
genç, yaşlı, çocuk demeden insanlarımızı öldürdü. Bu ülkenin halkları
devletin en bayağı ırkçılığına, şiddetine karşı hep direndi, direnmeye
devam edecek. Daha geçtiğimiz hafta Yüksekova’da 18 yaşındaki kardeşimiz
Rojhat Özdel polis tarafından öldürüldü. Sekiz sene önce, Ermeni gazeteci
Hrant Dink, devletin tüm katmanlarının kontrolü altında ırkçı bir cinayete
kurban gitti.

Irkçılık farklı ülkelerde de olsa birbirinin aynısı. Ama onlar bir avuç.
Biz milyonlarız!


HDK olarak, ırkçılığa karşı tüm dünyada direnenlerin küresel dayanışmasının
ırkçılığı ve devlet şiddetini gerileteceğinden bir an bile şüphe duymuyoruz.

*HDK Y*
*ürütme Kurulu 13 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141213/ff3a4111/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Irkçılığa karşı hepimiz siyahız!.doc
Type: application/msword
Size: 93184 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141213/ff3a4111/attachment-0001.doc>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Fri Dec 19 13:53:51 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (=?UTF-8?Q?Halklar=C4=B1n_Demokratik_Kongresi?=)
Date: Fri, 19 Dec 2014 13:53:51 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?q?1978_Mara=C5=9F_katliam=C4=B1=3A_Bir_daha_?=
	=?utf-8?q?asla!?=
Message-ID: <CABZGkqa9ouvi5AsKf0TS-EUM7EtVJKVKu0ccE-SVdazpqmCWBw@mail.gmail.com>

​

*1978 Maraş katliamı: Bir daha asla!*

19 Aralık 1978 günü ülkücülerin “Güneş Ne Zaman Doğacak” isimli
anti-komünist propaganda filmini izledikleri sırada sinema salonuna bomba
atılmasıyla başlayan olaylar, Maraş’taki Alevi ve Kürt halkına karşı
pogroma dönüştü. Maraş’ta faşistleri harekete geçiren bombanın yine
faşistler tarafından, Ökkeş Kenger’in Ülkücü Gençlik Derneği Maraş Şubesi
İkinci Başkanı Mustafa Kanlıdere’nin emriyle attığını bugün artık
biliyoruz. Ökkeş Kenger’in ise bugün bilinen adı Ökkeş Şendiller’dir.

Bombanın patlamasının ardından, binlerce faşist tarafından gerçekleşen
saldırılar dizisi sonunda Alevilere ait olduğu bilinen iş yerleri ve ev
yakıp, yıkılmış, yağmalanmış,  binlerce Alevi, ülkücülerin öncülük ettiği
bir katliamla karşı karşıya kaldı. Saldırıların ardından ilan edilen
sıkıyönetimin ortaya çıkardığı bilançoya göre resmi rakamlara göre 111,
yaşayanlara göre 500’e yakın kişi yaşamını yitirmiş,  binin üzerinde insan
yaralanmış, 552 ev ve 289 işyeri tahrip edilip, yakılmıştı.

Biliyoruz ki Maraş katliamı MİT, MHP, Ülkücü Gençlik Derneği ortaklığıyla
gerçekleştirilen açık bir kontrgerilla operasyonuydu. Dönemin Başbakanı
Bülent Ecevit olaydan aylar önce eline bir rapor geçtiğini ancak üzerine
gidilemediğini söylüyordu. Yapılan yargılamalar, Sıkıyönetim
Mahkemeleri’nde katilleri açığa çıkarmaktan uzaktı ve hatta katliamın
üzerini örtmek amacını taşıyordu.

Maraş katliamının yıl dönümünde, bir kez daha kaybettiğimiz yurttaşlarımızı
anıyoruz.
Bu türden kitlesel katliamları örgütleyen, bu katliamlara katılan, bu
türden insanlık dışı uygulamaları planlayan ve teşvik edenlerin
cezalandırılması demokrasinin gelişmesinin zorunluluğudur. Aksi durumda,
bugün tanık olduğumuz gibi, katliamı gerçekleştiren siyasi güruhların yeni
kuşakları Maraş katliamını savunan anma gösterileri düzenleme cesaretini
bulabilmektedir.

Buna karşın katliamın 36. Yılında Maraş’ta yapılması planlanan tüm anma,
basın toplantısı ve etkinlikler Valilik tarafından yasaklanıyor.  Tüm
yasaklamalara karşın HDK olarak Alevilerin yanında olmaya devam edeceğiz ve
Alevi Kurumları ile beraber 21 Aralık’ta Maraş’ta olacağız!

AKP Hükümeti’ni uyarıyoruz;  Alevilere dönük inkâr ve imha politikalarından
vazgeç,  katliamda suçu, hatası ve ihmali bulunan birey ve kurum her kim
varsa, evrensel hukuk çerçevesinde yargılanması, gerekli cezalar verilmesi
ve toplumsal yüzleşmenin sağlanması için adımlar at!

Maraş katliamının hatırlatması gereken önemli bir sorun da Alevilerin talep
ettiği hakların on yıllardır hala iade edilmemiş olmasıdır. 36 yıl önce
gerçekleşen katliam, bugün, halkların kardeşliği için mücadele edenlerin
hatırlamak, anmak ve ders çıkartmak zorunda olduğu bir olaydır.

Halkların Demokratik Kongresi olarak,  Alevilerin on yıllardır iade
edilmeyen hak mücadelesinde yanında olacağımızı bir kez daha söylüyoruz!
Zorunlu din dersi kaldırılsın, cemevleri ibadethanedir, tanınsın. Diyanet
İşleri Başkanlığı lağvedilsin. Ayrımcılık son bulsun.  Nefret söylemi
cezalandırılsın!
İnançlara, düşünceye, ifadeye Alevilere özgürlük, özgürlük!





*Sebahat Tuncel & Ertuğrul Kürkçü HDK Eş Sözcüleri 19 Aralık 2014 *
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141219/4506b710/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: 1978 Maraş katliamı- Bir daha asla!.doc
Type: application/msword
Size: 92160 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141219/4506b710/attachment-0001.doc>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Fri Dec 19 14:19:44 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Fri, 19 Dec 2014 14:19:44 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?q?Ezidi_halk=C4=B1n=C4=B1n_Cejna_Ezi_bayram?=
	=?utf-8?b?xLFuxLEga3V0bHV5b3J1ei4=?=
Message-ID: <CABZGkqaZcMj4HUdx3CxRk2tEXPRCxPgCZk51frvq8qagB9sLmw@mail.gmail.com>

​
​*Ezidi halkının Cejna Ezi bayramını kutluyoruz.*

Bugün Ezidi halkının en önemli bayramlarından biri olan Cejna Ezi bayramı.

Her yıl bugün, dünyanın oluşumunu bayramla kutlayan Ezidiler, DAİŞ’in
Şengal üzerindeki katliamı, Şengalli Ezidilerin yerlerinden, yurtlarından
edilmeleri nedeniyle bayramı bu yıl buruk karşılıyor.

Halkların Demokratik Kongresi olarak, Ezidilerin başta bayramlarını
özgürce, coşkuyla ve kendi topraklarında kutlamaları mücadeleleri olmak
üzere, özgürlük ve demokrasi; yani yaşam mücadelelerinde yanlarında olmaya
devam edeceğiz.


*HDK Yürütme Kurulu19 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141219/a1774523/attachment.html>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Tue Dec 23 12:44:56 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Tue, 23 Dec 2014 12:44:56 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?q?Kobane_Kriz_Koordinasyonu_a=C3=A7=C4=B1kla?=
	=?utf-8?q?mas=C4=B1_ve_Koban=C3=AA=27lilerle_ilgili_son_durum_rapo?=
	=?utf-8?q?ru?=
Message-ID: <CABZGkqaXpGHKdq_PAVNjZ3c_FhB2ydnDbo0dxbwWduCRWcC8eA@mail.gmail.com>

Basın emekçilerinin dikkatine:



*KOBANÊ KRİZ KOORDİNASYONU AÇIKLAMASI*

Kobanê Kantonu'na dönük DAİŞ saldırılarının 100. gününe büyüyen bir
seferberlik ruhuyla girilirken, hem gelişen bir uluslararası dayanışma hem
de halkımızın olanaklarını seferber ederek sergilemiş oldukları
yurtseverlik bilinci Kobanê’deki insanlık mücadelesinin başarıya
ulaşacağının en açık göstergesidir.

Rojava'nın Kobanê Kantonu'ndan gelen insanlarımız için DBP'li belediyeler,
HDP, DTK bileşenleri, Rojava Yardımlaşma Derneği ile yerli ve uluslararası
sivil toplum kuruluşlarının ve halklarımızın desteğiyle, yani öz
kaynaklarımızla kurulan altı çadır kent ve çevre illerde ailelerin yanında
barınan onbinlerce insanın yiyecek, giyecek, ısınma, sağlık, eğitim ve
benzeri ihtiyaçlarının adil ve verimli sağlanması amacıyla kurulan Rojava
Kriz Koordinasyonu 3 aylık bir dönemde 190.000 civarında Kobanê
Kantonu'ndan Rojavalı sivilin ihtiyaçlarının giderilmesine dönük
faaliyetler bugüne dek başarıyla yürütülmeye çalışılmıştır.

AKP Hükümeti, uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine
getirmediği gibi resmi makamlar tarafından önümüze çeşitli engeller de
koyulmaktadır. Diğer yandan kurumlarımızın tüm sağladığı yardımlar ve
kapsamlı çalışmalar AKP Hükümeti tarafından kendi faaliyetleriymiş gibi
yansıtılmaya çalışılarak bir de emek hırsızlığı yapmaktadırlar.

Tüm baskı ve engellemelere rağmen kurumlarımızın sergilemiş olduğu direniş
ve emek karşısında yerinden edilen Kobanêli halkımız için en azından
topraklarına dönene kadar daha yaşanabilir koşullar içinde hayatlarını
idame etmelerini sağlamak öncelikli sorumluluğumuzdur. AKP Hükümeti'nin de
aynı sorumluluk bilincinde olması gerekmektedir. Maraş Valiliği'nin
Kobanê'den gelen halkımızı otobüslere bindirerek Mürşitpınar sınır kapısına
kadar göndermiş olması karşısında AKP Hükümeti'nin açıklama bile yapmamış
olması sorumsuzluğun en açık göstergesidir. Kobanê kentinde direnen YPG/YPJ
güçleri ile halen orada bulunan sivil halka yardımların gönderilebilmesi
için halen insani yardım koridorunun açılmamış olması, DAİŞ'i
desteklemekten başka bir anlam taşımamaktadır. Türk askerlerinin gözü
önünde DAİŞ'in insanlık dışı faaliyetlerini yürütüyor olması da başlı
başına bir skandaldır.

Özelde Kobanê direnişine, genelde ise Rojava Halkı’nın özgürlük
mücadelesine karşı düşmanca bir yaklaşım geliştiren Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ve AKP Hükümet temsilcilerinin nasıl bir Suriye istedikleri
açığa çıkmıştır. DAİŞ ve benzeri radikalleri Kürtlere tercih eden AKP
Hükümeti demokrasiyi ve çözüm sürecini doğru ele almamakta ısrar
etmektedir. Rojava Halkları’nın Kantonlar şeklinde temsil ediliyor olmasını
AKP zihniyeti hazmedememektedir. Kobanê yerine Halep’i öne çıkarmaya
çalışan bu hükümet, Suriye politikalarındaki tutarsızlığını bir kez daha
ele vermiştir.
Zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP Hükümet temsilcilerinin resmi
açıklamalarında Kobanê krizi sebebiyle zorunlu göç mağduru olan insanlara
"kucak açtıkları" ve onlar için Başbakanlığa bağlı AFAD üzerinden her türlü
yardımı gerçekleştirdikleri yönünde gerçeği yansıtmayan ifadelerde
bulunmayı sürdürmektedirler. Yaklaşık 190.000 Kobanêli insanın resmi
olmayan bilgilere göre sadece 10.000 kadarını kendi çadır kamplarında
barındıran AFAD, geri kalan 180.000 Kobanêli için bugüne kadar hiç bir
yardım yapmış değildir. Yabancı devlet ve kurumlardan AFAD'ın aldığı
yardımlar 180.000 Kobanê'li için asla kullanılmamıştır.

AKP Hükümeti, hem bütçeden ayrılan yardım miktarını hem de yurtdışından
AFAD'a aktarılan ayni ve nakdi yardımların detaylı listesini ve bu
yardımların nerelerde kullanıldığını içeren istatistikleri kamuoyuyla
derhal paylaşmalıdır. Ayrıca, 180.000 Kobanêli sığınmacı için AFAD'ın neden
hiçbir yardım gerçekleştirmediği konusunda bir izahatta bulunmalıdır. Diğer
yandan tedavi ve ilaç ihtiyacı olan sığınmacılardan devletin %20 katkı payı
alınması uygulamasına derhal son verilmelidir.

Kobanê Kriz Koordinasyonu olarak güncellediğimiz bilgiler dâhilinde ortaya
çıkan tablo, insani krizin ve buna bağlı meydana gelen zorunlu göçün
giderek daha kapsamlı bir yardım politikasının ve yeni projelerin hayata
geçirilmesini acil kılmaktadır. Başta Kobanê olmak üzere Rojava'nın üç
kantonundan gelen insanlar başta Suruç olmak üzere çevre bölgelere
yerleştirilmektedir. Özellikle barınma ve diğer temel ihtiyaçların
giderilmesi bağlamında koordinasyonumuza bağlı 5 depo üzerinden yardım
malzemeleri sığınmacılara düzenli olarak dağıtılmaktadır.

Kobanê Kriz Koordinasyonu'na bağlı 5 çadır kentte 11.000 kişi
barınmaktadır. Ayrıca 10.000 kişi kapasiteli altıncı çadır kentin tüm
engellemelere rağmen faaliyete geçirilmesi için yoğun çaba sarf
edilmektedir.

Suruç ilçe merkezi ile bağlı köylerinde bulunan yaklaşık 42.000 Kobanêli
insan Suruç Halkı'nın misafiri olarak evlerde barınmaktadırlar. Çadır
kentlerdeki sığınmacıların yararlandırıldığı gıda, giyecek, ilaç, vs.
ihtiyaçlar yine koordinasyon tarafından dağıtılmaktadır.

Urfa şehir merkezi ile Suruç dışındaki ilçelerde bulunan 69.600 Rojavalı ve
Suriye'nin diğer kentlerinden gelen sığınmacılara da koordinasyon
tarafından düzenli olarak temel ihtiyaç malzemeleri gönderilmeye devam
edilmektedir.

Diğer yandan Adıyaman'da 7500, Amed'de 11000, Malatya'da 3000, Batman'da
3000, Mardin'de 4000, Antep'te 4500, Antalya'da 1800, Hatay'da 1000
Kobanêli evlerde barındırılmaktadır.

AKP Hükümeti'nin Kobanê'den gelen insanlara karşı takındığı tutum da son
derece provokatiftir. Rojavalıları "makul şüpheli" olarak gören güvenlik
güçlerinin uluslararası toplumun tersine dışlayıcı ve düşmanca yaklaşımı,
AKP Hükümeti'ni IŞİD yanlısı  bir pozisyona sokmuştur. IŞİD üyeleri Türkiye
hastanelerinde ücretsiz hizmet alırken, Rojavalı hasta ve yaralılar hayati
tehlikeleri olsa bile Türk Hükümeti'ne bağlı polis ve askerlerce
hastanelerden refakatçileriyle birlikte apar topar alınıp sorgulanmakta ve
tutuklanmaktadır.

IŞİD'i tehdit olarak görmeyen AKP Hükümeti'nin Suriye'nin geleceğinde
özgürlükçü bir model olarak duran kanton sistemini tehdit olarak algılaması
AKP dış politikasının çarpıklığına en açık örnektir. Rojava Halkları'nın
direnişi yerine IŞİD'in kaosunu tercih eden bir politikanın ne Suriye
halklarına ne de Türkiye halklarına hiç bir yararı yoktur. Sykes-Picot'un
yapay sınırlarının başlıca kurbanı Kürt Halkı'dır. Ortadoğu Halkları
üzerinde kurulan yüzyıllık hegemonik Sykes-Picot sistemi, Kobanê direnişi
ve Rojava Devrimi ile çözülmeye mahkumdur.

Kobanê Kriz Koordinasyonu olarak, Kobanêli sığınmacıların kısa ve uzun
vadeli ihtiyaçlarının karşılanması adına yardım kuruluşlarını acilen
harekete geçmeye ve AKP Hükümeti'nin Kobanê'li sığınmacılara karşı bu
ayrımcı yaklaşımı karşısında yurtiçi ve yabancı kamuoyunu duyarlılığa
çağırıyoruz. AKP Hükümeti'nin Kobanê'li sığınmacılara karşı takındığı bu
olumsuz tavırdan vazgeçmesi, güvensizliğin artmasını engelleyecektir. Bu
bağlamda AKP Hükümeti'ni Kobanê krizi bağlamında derhal kapsamlı bir
politika değişikliğine gitmeye davet ediyoruz.

Rojava devrimini ve 100. gününü dolduran Kobanê direnişini selamlıyor;
Suphiler, Arinler ve Kaderler şahsında Kobanê şehitlerini saygıyla anıyoruz.
Buradan tüm halklarımızı Kobanê sınırında direniş nöbetine katılmaya ve
halkların özgürlüğü için mücadele eden bu direnişi desteklemeye çağırıyoruz.
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/0248831b/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Kobanê Kriz Koordinasyonu Açıklaması.docx
Type: application/vnd.openxmlformats-officedocument.wordprocessingml.document
Size: 19850 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/0248831b/attachment-0002.docx>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: 141215 SON DURUM RAPORU (2).docx
Type: application/vnd.openxmlformats-officedocument.wordprocessingml.document
Size: 17176143 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/0248831b/attachment-0003.docx>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Tue Dec 23 13:25:11 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Tue, 23 Dec 2014 13:25:11 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?q?Kobane_Kriz_Koordinasyonu_a=C3=A7=C4=B1kla?=
	=?utf-8?q?mas=C4=B1_ve_Koban=C3=AA=27lilerle_ilgili_son_durum_rapo?=
	=?utf-8?q?ru?=
Message-ID: <CABZGkqYS3V5qP+mQRkn0sMtkrtjV71sYXqVVGyDshRFLQGiDww@mail.gmail.com>

*KOBANÊ KRİZ KOORDİNASYONU AÇIKLAMASI*

Kobanê Kantonu'na dönük DAİŞ saldırılarının 100. gününe büyüyen bir
seferberlik ruhuyla girilirken, hem gelişen bir uluslararası dayanışma hem
de halkımızın olanaklarını seferber ederek sergilemiş oldukları
yurtseverlik bilinci Kobanê’deki insanlık mücadelesinin başarıya
ulaşacağının en açık göstergesidir.

Rojava'nın Kobanê Kantonu'ndan gelen insanlarımız için DBP'li belediyeler,
HDP, DTK bileşenleri, Rojava Yardımlaşma Derneği ile yerli ve uluslararası
sivil toplum kuruluşlarının ve halklarımızın desteğiyle, yani öz
kaynaklarımızla kurulan altı çadır kent ve çevre illerde ailelerin yanında
barınan onbinlerce insanın yiyecek, giyecek, ısınma, sağlık, eğitim ve
benzeri ihtiyaçlarının adil ve verimli sağlanması amacıyla kurulan Rojava
Kriz Koordinasyonu 3 aylık bir dönemde 190.000 civarında Kobanê
Kantonu'ndan Rojavalı sivilin ihtiyaçlarının giderilmesine dönük
faaliyetler bugüne dek başarıyla yürütülmeye çalışılmıştır.

AKP Hükümeti, uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini yerine
getirmediği gibi resmi makamlar tarafından önümüze çeşitli engeller de
koyulmaktadır. Diğer yandan kurumlarımızın tüm sağladığı yardımlar ve
kapsamlı çalışmalar AKP Hükümeti tarafından kendi faaliyetleriymiş gibi
yansıtılmaya çalışılarak bir de emek hırsızlığı yapmaktadırlar.

Tüm baskı ve engellemelere rağmen kurumlarımızın sergilemiş olduğu direniş
ve emek karşısında yerinden edilen Kobanêli halkımız için en azından
topraklarına dönene kadar daha yaşanabilir koşullar içinde hayatlarını
idame etmelerini sağlamak öncelikli sorumluluğumuzdur. AKP Hükümeti'nin de
aynı sorumluluk bilincinde olması gerekmektedir. Maraş Valiliği'nin
Kobanê'den gelen halkımızı otobüslere bindirerek Mürşitpınar sınır kapısına
kadar göndermiş olması karşısında AKP Hükümeti'nin açıklama bile yapmamış
olması sorumsuzluğun en açık göstergesidir. Kobanê kentinde direnen YPG/YPJ
güçleri ile halen orada bulunan sivil halka yardımların gönderilebilmesi
için halen insani yardım koridorunun açılmamış olması, DAİŞ'i
desteklemekten başka bir anlam taşımamaktadır. Türk askerlerinin gözü
önünde DAİŞ'in insanlık dışı faaliyetlerini yürütüyor olması da başlı
başına bir skandaldır.

Özelde Kobanê direnişine, genelde ise Rojava Halkı’nın özgürlük
mücadelesine karşı düşmanca bir yaklaşım geliştiren Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın ve AKP Hükümet temsilcilerinin nasıl bir Suriye istedikleri
açığa çıkmıştır. DAİŞ ve benzeri radikalleri Kürtlere tercih eden AKP
Hükümeti demokrasiyi ve çözüm sürecini doğru ele almamakta ısrar
etmektedir. Rojava Halkları’nın Kantonlar şeklinde temsil ediliyor olmasını
AKP zihniyeti hazmedememektedir. Kobanê yerine Halep’i öne çıkarmaya
çalışan bu hükümet, Suriye politikalarındaki tutarsızlığını bir kez daha
ele vermiştir.
Zaman zaman Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve AKP Hükümet temsilcilerinin resmi
açıklamalarında Kobanê krizi sebebiyle zorunlu göç mağduru olan insanlara
"kucak açtıkları" ve onlar için Başbakanlığa bağlı AFAD üzerinden her türlü
yardımı gerçekleştirdikleri yönünde gerçeği yansıtmayan ifadelerde
bulunmayı sürdürmektedirler. Yaklaşık 190.000 Kobanêli insanın resmi
olmayan bilgilere göre sadece 10.000 kadarını kendi çadır kamplarında
barındıran AFAD, geri kalan 180.000 Kobanêli için bugüne kadar hiç bir
yardım yapmış değildir. Yabancı devlet ve kurumlardan AFAD'ın aldığı
yardımlar 180.000 Kobanê'li için asla kullanılmamıştır.

AKP Hükümeti, hem bütçeden ayrılan yardım miktarını hem de yurtdışından
AFAD'a aktarılan ayni ve nakdi yardımların detaylı listesini ve bu
yardımların nerelerde kullanıldığını içeren istatistikleri kamuoyuyla
derhal paylaşmalıdır. Ayrıca, 180.000 Kobanêli sığınmacı için AFAD'ın neden
hiçbir yardım gerçekleştirmediği konusunda bir izahatta bulunmalıdır. Diğer
yandan tedavi ve ilaç ihtiyacı olan sığınmacılardan devletin %20 katkı payı
alınması uygulamasına derhal son verilmelidir.

Kobanê Kriz Koordinasyonu olarak güncellediğimiz bilgiler dâhilinde ortaya
çıkan tablo, insani krizin ve buna bağlı meydana gelen zorunlu göçün
giderek daha kapsamlı bir yardım politikasının ve yeni projelerin hayata
geçirilmesini acil kılmaktadır. Başta Kobanê olmak üzere Rojava'nın üç
kantonundan gelen insanlar başta Suruç olmak üzere çevre bölgelere
yerleştirilmektedir. Özellikle barınma ve diğer temel ihtiyaçların
giderilmesi bağlamında koordinasyonumuza bağlı 5 depo üzerinden yardım
malzemeleri sığınmacılara düzenli olarak dağıtılmaktadır.

Kobanê Kriz Koordinasyonu'na bağlı 5 çadır kentte 11.000 kişi
barınmaktadır. Ayrıca 10.000 kişi kapasiteli altıncı çadır kentin tüm
engellemelere rağmen faaliyete geçirilmesi için yoğun çaba sarf
edilmektedir.

Suruç ilçe merkezi ile bağlı köylerinde bulunan yaklaşık 42.000 Kobanêli
insan Suruç Halkı'nın misafiri olarak evlerde barınmaktadırlar. Çadır
kentlerdeki sığınmacıların yararlandırıldığı gıda, giyecek, ilaç, vs.
ihtiyaçlar yine koordinasyon tarafından dağıtılmaktadır.

Urfa şehir merkezi ile Suruç dışındaki ilçelerde bulunan 69.600 Rojavalı ve
Suriye'nin diğer kentlerinden gelen sığınmacılara da koordinasyon
tarafından düzenli olarak temel ihtiyaç malzemeleri gönderilmeye devam
edilmektedir.

Diğer yandan Adıyaman'da 7500, Amed'de 11000, Malatya'da 3000, Batman'da
3000, Mardin'de 4000, Antep'te 4500, Antalya'da 1800, Hatay'da 1000
Kobanêli evlerde barındırılmaktadır.

AKP Hükümeti'nin Kobanê'den gelen insanlara karşı takındığı tutum da son
derece provokatiftir. Rojavalıları "makul şüpheli" olarak gören güvenlik
güçlerinin uluslararası toplumun tersine dışlayıcı ve düşmanca yaklaşımı,
AKP Hükümeti'ni IŞİD yanlısı  bir pozisyona sokmuştur. IŞİD üyeleri Türkiye
hastanelerinde ücretsiz hizmet alırken, Rojavalı hasta ve yaralılar hayati
tehlikeleri olsa bile Türk Hükümeti'ne bağlı polis ve askerlerce
hastanelerden refakatçileriyle birlikte apar topar alınıp sorgulanmakta ve
tutuklanmaktadır.

IŞİD'i tehdit olarak görmeyen AKP Hükümeti'nin Suriye'nin geleceğinde
özgürlükçü bir model olarak duran kanton sistemini tehdit olarak algılaması
AKP dış politikasının çarpıklığına en açık örnektir. Rojava Halkları'nın
direnişi yerine IŞİD'in kaosunu tercih eden bir politikanın ne Suriye
halklarına ne de Türkiye halklarına hiç bir yararı yoktur. Sykes-Picot'un
yapay sınırlarının başlıca kurbanı Kürt Halkı'dır. Ortadoğu Halkları
üzerinde kurulan yüzyıllık hegemonik Sykes-Picot sistemi, Kobanê direnişi
ve Rojava Devrimi ile çözülmeye mahkumdur.

Kobanê Kriz Koordinasyonu olarak, Kobanêli sığınmacıların kısa ve uzun
vadeli ihtiyaçlarının karşılanması adına yardım kuruluşlarını acilen
harekete geçmeye ve AKP Hükümeti'nin Kobanê'li sığınmacılara karşı bu
ayrımcı yaklaşımı karşısında yurtiçi ve yabancı kamuoyunu duyarlılığa
çağırıyoruz. AKP Hükümeti'nin Kobanê'li sığınmacılara karşı takındığı bu
olumsuz tavırdan vazgeçmesi, güvensizliğin artmasını engelleyecektir. Bu
bağlamda AKP Hükümeti'ni Kobanê krizi bağlamında derhal kapsamlı bir
politika değişikliğine gitmeye davet ediyoruz.

Rojava devrimini ve 100. gününü dolduran Kobanê direnişini selamlıyor;
Suphiler, Arinler ve Kaderler şahsında Kobanê şehitlerini saygıyla anıyoruz.
Buradan tüm halklarımızı Kobanê sınırında direniş nöbetine katılmaya ve
halkların özgürlüğü için mücadele eden bu direnişi desteklemeye çağırıyoruz.
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/521ef6ab/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Kobanê Kriz Koordinasyonu Açıklaması.docx
Type: application/vnd.openxmlformats-officedocument.wordprocessingml.document
Size: 19850 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/521ef6ab/attachment-0002.docx>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: 141215 SON DURUM RAPORU (2).docx
Type: application/vnd.openxmlformats-officedocument.wordprocessingml.document
Size: 17176143 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <http://www.halklarindemokratikkongresi.org/pipermail/hdkduyuru/attachments/20141223/521ef6ab/attachment-0003.docx>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Wed Dec 24 17:06:52 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Wed, 24 Dec 2014 17:06:52 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?SERLIEXFnyBTw7Z6Y8O8c8O8IEVydHXEn3J1bCBL?=
	=?utf-8?b?w7xya8Onw7wnbsO8biBwcm9ncmFtxLEtIDI1IEFyYWzEsWsgMjAxNA==?=
Message-ID: <CABZGkqbDeQTye4qGDsodFUrkgF2hHH=_N7jzXATMXP1zU=LWJQ@mail.gmail.com>

​
*Değerli Basın Emekçileri*


Eş Sözcümüz Ertuğrul Kürkçü'nün 25 Aralık 2014 Perşembe günü
geçekleştireceği Noel kutlamaları ziyaretlerinin programını aşağıda
bulabilirsiniz.

Ziyaretlerde aynı zamanda 4 Ocak 2015 tarihinde gerçekleştirilecek HDP
İstanbul İl Kongresi hakkında bilgi de aktarılacaktır.


İyi çalışmalar


*HDK Basın Bürosu​​*



*13.00 Keldani Patrikanesi  *
Görüşülecek kişi; Peder Fransua
Yer: Hamakbaşı sok. No:20 Tarlabaşı/ Beyoğlu

*14.00 Rum Patrikanesi *
Görüşülecek kişi; Ekumenik Baş Patrik Barteolemeos
Yer: Fener/ Balat

*15.00 Suryani Kadim Metropolitliği*
Görüşülecek kişi; Episkopos Yusuf Çetin
Yer: Tarlabaşı / Beyoğlu

*16.00 Suryani Katolik Patrikanesi *
Görüşülecek kişi; Patrik Yusuf Sağ
Yer: Ayazpaşa Saray Arkası Sok. No:15 Gümuşsuyu/Beyoğlu
 ​​​​
*17.00 Ermeni Katolik Partikanesi*
Görüşülecek kişi; Peder Levon Zekiyan  Yer: İstiklal Cad. Aliağa Camii Sok.
Beyoğlu

​
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141224/fc58d35a/attachment.html>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Thu Dec 25 16:50:58 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Thu, 25 Dec 2014 16:50:58 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?QsSwTEfEsCBOT1RVOiBFxZ9zw7Z6Y8O8bcO8IFNh?=
	=?utf-8?q?y=C4=B1n_Sebahat_Tuncel=27in_program=C4=B1?=
Message-ID: <CABZGkqa0ooHtF7ZeGjJsTjXhxwCcmfeKRtp0Sg9Q62c8RxFoJw@mail.gmail.com>

Değerli Basın Emekçileri,

Eşsözcümüz Sayın Sebahat Tuncel yarın Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'de
görülecek olan Ali İsmail Korkmaz davasına katılacaktır.

İyi çalışmalar dileriz.
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141225/41dc84c0/attachment.html>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Sat Dec 27 20:41:25 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Sat, 27 Dec 2014 18:41:25 +0000
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?RcWfIFPDtnpjw7xsZXJpbWl6IFNlYmFoYXQgVHVu?=
	=?utf-8?b?Y2VsICYgRXJ0dcSfcnVsIEvDvHJrw6fDvCBwcm9ncmFtxLEgLSAyOCBB?=
	=?utf-8?q?ral=C4=B1k_2014_Pazar?=
Message-ID: <CABZGkqbr1=frD8te=7XxbzweQRw=285TOwAFD5KiZSujhm=biA@mail.gmail.com>

Değerli Basın Emekçileri,


Eş Sözcümüz *Ertuğrul Kürkçü*, yarın (28 Aralık Pazar) *Roboski'de*
katliamın 3.yıldönümü anmasına katılacaktır.

Eş Sözcümüz *Sebahat Tuncel* ise yarın (28 Aralık Pazar) *12.00'de*
İstanbul Kent Savunması'nın *Kadıköy*'de organize ettiği açıklamada
olacaktır.

Bilginize...

İyi çalışmalar.

HDK Basın Bürosu
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141227/2b6670c8/attachment.html>

From hdkbasin at gmail.com  Sun Dec 28 10:18:56 2014
From: hdkbasin at gmail.com (=?UTF-8?Q?HDK_Bas=C4=B1n?=)
Date: Sun, 28 Dec 2014 08:18:56 +0000
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?RcWfIFPDtnpjw7xsZXJpbWl6IFNlYmFoYXQgVHVu?=
	=?utf-8?b?Y2VsICYgRXJ0dcSfcnVsIEvDvHJrw6fDvCBwcm9ncmFtxLEgLSAyOCBB?=
	=?utf-8?q?ral=C4=B1k_2014_Pazar?=
Message-ID: <CAO=BANjv0H+9JOYdiju1vZfG=d7Wp52fxF6F=ku-JA+1kxAQjg@mail.gmail.com>

Değerli Basın Emekçileri,


Eş Sözcümüz *Ertuğrul Kürkçü*, bugün *Roboski'de* katliamın 3.yıldönümü
anmasına katılacaktır.

Eş Sözcümüz *Sebahat Tuncel* ise bugün  *12.00'de* İstanbul Kent
Savunması'nın *Kadıköy*'de organize ettiği açıklamada, *16.00'da* da HDP
İstanbul İl Örgütü'nün Roboski Katliamı yıldönümü nedeniyle Fatih Saraçhane
Parkı'nda gerçekleştireceği etkinlikte olacak.

Bilginize...

İyi çalışmalar.

HDK Basın Bürosu
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141228/5a16d668/attachment.html>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Sun Dec 28 10:59:39 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Sun, 28 Dec 2014 08:59:39 +0000
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?MyB5xLFsIMO2bmNlIGJ1Z8O8bjsgUm9ib3NraSBL?=
	=?utf-8?b?YXRsaWFtxLEh?=
Message-ID: <CABZGkqYM92mWvRcB6oW+zfS0w3XgG9688gQpYm=NA3JRbwufZA@mail.gmail.com>

*3 yıl önce bugün; Roboski Katliamı! *
3 yıl önce bugün Şırnak'a bağlı Roboski köyü yakınlarına TSK'nın
F16'larından atılan bombalarla 35 köylü öldürüldü.


3 yıl önce bugün, 17'si çocuk,  35 yurttaşımız kendilerini korumakla
görevli, sorumlu askerlerce öldürüldü.


3 yıl önce bugün, Roboski köylüleri oğulları, kardeşleri, eşleri,
 sevgililerinin parçalanmış bedenlerini hiçbir devlet görevlisi gelmediği
için kendileri toplamak zorunda kaldı.


3 yıl önce bugün devlet ve hükümet yetkilileri, bölgedeki yetkililerin de
bilgisi dahilinde günlük 40-50 lira kazanmak için,  sınır ticaret yapan
köylüleri "terörist" sandığı için bombaladığını itiraf etti.



3 yıl önce bugün 35 yurttaşını kendi elleriyle öldüren Hükümet, katliamın
asker, sivil, bürokrat ve siyasetçi sorumlularını cezalandırmak bir yana,
özür dahi dilemedi. Kimseye idari soruşturma dahi açılmadı, Diyarbakır
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma sonunda
görevsizlik kararı verildi. Genelkurmay Askeri Savcılığı kararı ise
takipsizlik oldu. Meclis Komisyonu HDP vekillerinin şerhlerine rağmen,
AKP’lilerin ağırlığı ile katliamın örtülmesi için raporunu hazırladı.


3 yıl önce bugün 35 yurttaşını öldüren Hükümet, sorumluları yargılamak ve
cezalandırmak yerine Roboski köylülerini cezalandırmayı seçti. 35 evlat,
eş, akraba, dost, arkadaş kaybetmenin acısını yaşayan Roboskili köylüler,
başta dönemin Başbakan’ı Erdoğan olmak üzere, Hükümet ve askeri
yetkililerce suçlandılar, azarlandılar. Davalar açıldı, para cezası aldılar.



3 yıl önce bugün, bir köyle birlikte Kürt halkının yüreği yangın yerine
döndü. Kürt halkı bir halk bir kez daha devletin yok etme, sindirme ve
asimilasyon politikaları sonucu katledildi.



3 yıl önce bugün 35 yurttaşın devletçe öldürülmesiyle katliamlarla dolu
Türkiye tarihine bir yenisi daha eklendi. Devlet destekli ya da devletçe
yapılmış Çorum, Maraş,  Dersim, Sivas ve daha nicesinin yanına bir yenisi
daha...

3 yıl önce bugün yapılan katliam Hükümet ve devlet politikalarının ne ilk
ne de son katliamı oldu. Geçen 3 yıl zarfında sadece Gezi direnişinde
sekiz, Kobane protestolarında kırkın üzerinde  kişi AKP Hükümeti şiddeti
ile öldürüldü, yüzlerce kişi yaralandı.



Halkların Demokratik Kongresi olarak, Roboski halkı ile beraber Kürt
halkının acısının dinmeyeceğini, ancak azalmasının yolunun adaletin yerine
gelmesinden geçtiğini biliyoruz. Biliyoruz ki,  tüm halkların barış,
demokrasi, eşitlik ve özgürlük talepleri çerçevesinde birarada yaşamasının
en önemli adımı, hakikatlerle yüzleşilmesi ve adaletin yerine getirilmesi
ile mümkündür.

HDK olarak, emri veren ve uygulayan, askeri ve siyasi tüm sorumluların
bulunması ve cezalandırılmasının takipçisi olmaya devam edeceğiz!



*Sebahat Tuncel & Ertuğrul Kürkçü HDK Eş Sözcüleri 28 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141228/2515ccda/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Roboski.doc
Type: application/msword
Size: 92160 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141228/2515ccda/attachment-0001.doc>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Wed Dec 31 12:11:17 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Wed, 31 Dec 2014 12:11:17 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?q?A=C3=87IKLAMA=3A_Yine_azami_sefalet_=C3=BC?=
	=?utf-8?q?creti=2C_yine_yoksulluk?=
Message-ID: <CABZGkqZEz_hMcYRK3ZsgeX-5wB5zkuSbovdZSYLMB_xWChGZfQ@mail.gmail.com>

*Basın emekçilerinin dikkatine:*



*Yine azami sefalet ücreti, yine yoksulluk*


2015 yılı için belirlenen asgari ücret, işçi ve emekçileri yine yoksulluk
ve sefalet içinde yaşamaya mahkum edecektir. Yeni asgari ücret açlık
sınırının bile altında belirlenmiştir. Asgari Ücret Tespit Komisyonu'na
rapor veren TÜİK bir kişinin asgari geçimi için bin 424 lira 70 kuruşa
ihtiyacı olduğunu bildirmiştir. Açıklanan yeni asgari ücret ise Asgari
Geçim İndirimi dahil 949 TL’dir.

Hükümet, ülke ekonomisinden bahsederken sürekli durumun ne kadar iyi
olduğundan söz etmektedir. Yapılan Saraylara, Saraylara harcanan kaynaklara
bakıldığında, ülke ekonomisinin büyüdüğü sanılmaktadır. Ancak, Saraylar
büyürken, işçinin ekmeğinin büyümemekte, küçülmektedir. İşçiler, emekçiler
yine yoksulluk ve yoksunlukla karşı karşıya bırakılmıştır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, yüzde 6’lık artış
hakkında, *“İyi
bir rakam, yüksek bir rakam”* diyebiliyor. Aynı Bakanın geçen yıl *“800
TL’nin büyük bir para”* olduğunu söylediğini, *“Asgari ücretle geçinilmez
diye bir şey yok. Geçinirsiniz”* dediğini henüz unutmadık. Aslında Çalışma
Bakanı da bu ücretle geçinilemeyeceğini gayet iyi bilmektedir. Asgari
ücretin bu düzeyde belirlenmesi Çalışma Bakanın ya da hükümetin diğer
bakanlarının işçilerin yaşama koşullarını bilmemesinden
kaynaklanmamaktadır. Bu hükümet sermayenin çıkarlarını koruduğu için,
tercihlerini sermayeden yana yaptığı için bu açıklamaları yapmakta,
böylesine düşük oranlarda artışlar yapmaktadırlar.
Asgari ücrette yapılan artış resmi enflasyon düzeyinde kalmıştır. Yüzde 6 +
6 oranında belirlenen asgari ücretin yıllık ortalama artışı yüzde 9,18’dir.
Diğer yandan Kasım ayı itibariyle yıllık enflasyon da yüzde 9,15’tir.
Ancak, işçilerin ve emekçilerin enflasyonunun yüzde 9’lar düzeyinde
olmadığı açıktır. İşçilerin yoğun olarak kullandığı mal ve hizmetlerdeki
artışın çok daha fazla olduğu açıktır. Asgari ücrete yapılan bu artış ile
işçiler geçen yılki geçim düzeylerini bile koruyamamışlar, ücretleri reel
olarak azalmıştır.

Asgari ücret bu şekilde belirlendikçe, sermaye ve hükümet ağırlıklı Asgari
Ücret Tespit Komisyonu’ndan farklı bir karar çıkmayacağı ortadadır.
Göstermelik toplantı dizilerine son verilmelidir. Halkların Demokratik
Kongresi, asgari ücretin toplu sözleşme mekanizmaları ile belirlenmesi ve
insanca yaşayacak düzeye getirilmesi mücadelesi vermeye devam edecektir.


*Sebahat Tuncel & Ertuğrul Kürkçü*
*HDK Eş Sözcüleri*
*31 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141231/8f597721/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: HDK - Asgari ücret.doc
Type: application/msword
Size: 90624 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141231/8f597721/attachment-0001.doc>

From hdkbasiniletisim at gmail.com  Wed Dec 31 15:36:35 2014
From: hdkbasiniletisim at gmail.com (HDK Basin)
Date: Wed, 31 Dec 2014 15:36:35 +0200
Subject: [HDK Duyuru] =?utf-8?b?QkHFnlNBxJ5MScSeSTogTMO8dGbDvCBUYcWf4oCZ?=
	=?utf-8?b?xLFuIGFpbGVzaSB2ZSB5b2xkYcWfbGFyxLFuYSBzYWLEsXIgdmUgYmE=?=
	=?utf-8?b?xZ9zYcSfbMSxxJ/EsSBkaWxpeW9ydXo=?=
Message-ID: <CABZGkqbNaLdNjJyLERYEdU+ry6JDNnyG6iRGcxTy3Ybou6kEDw@mail.gmail.com>

*Basın emekçilerinin dikkatine:*




*Lütfü Taş’ın ailesi ve yoldaşlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz*

Barış Grubu üyesi Lütfü Taş’ın beş yıldır tutulduğu Diyarbakır D Tipi
Kapalı Cezaevi'nde yaşamını yitirdiğini büyük bir üzüntüyle öğrendik. Barış
Grubu, 2009 yılında Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla
Kandil ve Maxmur Kamplarından Türkiye’ye gelmiş, Lütfü Taş, gelişinin
ardından 2010 yılında hakkında "örgüt üyesi olmak" iddiasıyla açılan dava
kapsamında tutuklanmıştı.



Lütfü Taş’ın, hasta tutsaklar listesinde “acil tahliye edilmesi gerekenler”
arasında olması ölümünde Hükümetin sorumluluğuna işaret ediyor.
Cezaevlerinde son yıllarda her yıl iki yüzden fazla tutsağın yaşamını
yitirmesi ve yetkililerin konuya dair duyarsızlığı Hükümetin insan hakları
anlayışını gözler önüne seriyor.



Barış mücadelesinde yaşamaya devam edecek olan Lütfü Taş’ın ailesi ve
yoldaşlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz.






*Sebahat Tuncel & Ertuğrul Kürkçü HDK Eş Sözcüleri 31 Aralık 2014*
-------------- sonraki bölüm --------------
Bir HTML eklentisi temizlendi...
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141231/a875c912/attachment-0001.html>
-------------- sonraki bölüm --------------
A non-text attachment was scrubbed...
Name: Başsağlığı - Lütfü Taş.doc
Type: application/msword
Size: 88576 bytes
Desc: kullanılamıyor
URL: <https://www.halklarindemokratikkongresi.org/cgi-bin/mailman/private/hdkduyuru/attachments/20141231/a875c912/attachment-0001.doc>