Advertisement
Guest User

Untitled

a guest
Oct 20th, 2017
99
0
Never
Not a member of Pastebin yet? Sign Up, it unlocks many cool features!
text 14.53 KB | None | 0 0
  1. merhaba, hoşgeldiniz adınız ve soyadınızı alabilir miyim?
  2. gülsüm korkmaz
  3. gülsüm sizle daha önceden tanışmıştık aslında
  4. evet
  5. bi görüşmüşlüğümüz vardı aslında, ama daha iyi tanıma fırsatı buldum bu sayede ben de beyza, beyza nur şendoğan rehberlik ve danışmanlık 4. sınıf öğrencisiyim, süper vizyon sayesinde buradayız, ilk önce şunu belirtmek istiyorum yapılandırma süresinde bu konuşmalarımız aramızda kalacaktır; sen, ben ve rehberlik öğretmenim Müzeyyen Alasya arasında kalacaktır, bu konuda rahat olabilirsiniz zaten biliyorsunuz ki psikolojik rehberlik ve danışmanlıkta gizlilik esastır.
  6. evet
  7. onun haricinde video ve ses kaydı var, zaten onay formunda onaylamıştınız ayrıca videoda yüzünüz herhangi bir şekilde gözükmeyecektir sadece sesiniz duyulacak bu konuda bana güvenebilirsiniz
  8. evet
  9. konuşmalarımıza başlamadan önce rahat olabilirsiniz, içinizi bana açabilirsiniz ve içinizi bana hangi ölçüde açarsanız ben size o kadar yardım edebilirim ya da yardımcı olabilirim.
  10. evet, anlıyorum
  11. seans hakkında bilgilendirmek istiyorum sizi; seanslar en fazla 5 oturum ve her oturum40-45 dakika arasında olacak ve her çarşamba saat 1'de burada olacağız, bu size uygun mudur?
  12. evet, uygundur.
  13. saatlerde veya tarihlerde bir değişiklik olursa ben sizi bilgilendireceğim, illa ki 40-45 dakika sürmeye de bilir bu bize bağlıdır, bu konuda da kendinizi kısıtlanmış hissetmeyin, içiniz rahat olsun
  14. evet, anladım.
  15. sizin bu seansla ilgili sormak istediğiniz sorular var mıdır veya merak ettiğiniz herhangi bir şey?
  16. hayır, açıklayıcı oldu.
  17. evet, o zaman isterseniz başlayalım?
  18. tabii, başlayalım.
  19. aileden başlayalım arzu ederseniz?
  20. tabii ki.
  21. aile kavramı çok önemli biliyorsunuz
  22. evet çok önemli
  23. aile kavramı sizin için ne ifade ediyor?
  24. aile kavramı, benim için çok büyük, çok kapsamlı bir kavram. birlik ve beraberliği hatırlatıyor.
  25. evet, birlik ve beraberliği hatırlatır diyorsunuz, pekii kaç kardeşsiniz?
  26. 3 kardeşiz biz, 3 kız kardeş.
  27. en küçüğü, en büyüğü kim?
  28. en küçüğü 12 yaşında bir kız kardeşim var ortanca benim, ve iki yaş büyük bir ablam var.
  29. ortanca olmak bazen iyi, bazen kötü olmalı?
  30. kesinlikle, kesinlikle.
  31. ilişkileriniz iyi midir? nasıldır?
  32. yani, ailemle ilişkim babamla, hani derler ya kız çocuğu babaya düşkündür, erkek çocuk anneye; bizde tam tersi oldu ablamla küçük kardeşim daha çok babaya düşkündür ben de anneme düşkünümdür, anneciyim ben; onunla daha iyi anlaştığımı düşünüyorum, bir sırdaşım kardeşim, ablam, gibi görüyorum her şeyimi onla paylaşıyorum hani babama göre annemle ilişkim fazlasıyla iyi anlaşıyoruz. kardeşlere gelince işte iki yaş büyük bir ablam var benim, biz izmirde doğduk babam kıbrıslı olunca 4 yaşında buraya geldim ben, zaten bu anlaşmazlık küçüklükten beri başlamış bir kıskançlık bir şey, bana ne yapılırsa ona da yapılsın demiş ve büyüdükçe de devam etmiş tabii normal küçüklük kıskançlıkları sorun değil, büyüdükçe de devam etti zaten, sonra büyüdükçe dışardan gözlemlediğim zaman bir abla bir kardeş yeri gelince gayet iyi anlaşabiliyorlar geziyorlar tozuyorlar bildiğin abla kardeş, yeri gelince de kavga ediyorlar fakat bizde iyi anlaşmak değil ters düşmek var aramızda ablamla ve sürekli ters düşüyoruz ve tamamen farklı karakterlerdeyiz nasıl anlatayım benim aileye dönük bir yapım var, daha çok aileye dönük ama ablamın daha çok dışarıya dönük bir yapısı var örneğin ben her zaman ailemi düşünürken ablam dışarıya daha çok önem verir.
  33. dışarıya (arkadaş çevresine) daha çok önem verir diyorsunuz yani?
  34. evet, hatta bazen düşünüyorum şaka yollu "acaba kardeş değil miyiz" diye, çünkü çok farklıyız şöyle anlatayım; ablamla hiçbir zaman oturup dertleştiğimi, derdimi anlattığımı veya muhabbet ettiğimizi hatırlamam, bırak muhabbet etmeyi birlikte markete gittiğimizi dahi hatırlamam, çünkü benimle hiçbir şey yapmak istemez, benimle hiçbir şey yapmaz, benimle konuşmaz, benimle dertleşmez.
  35. siz, iyi anlaşamadığınızı düşünüyorsunuz yani.
  36. hiç anlaşamadığımızı düşünüyoruz hatta şey dedim, dışarıya dönük olduğu için beni kardeşi olarak değil de arkadaşlarını kardeşi olarak, daha yakın olarak mı görüyor bilmiyorum çünkü konuşmasını, gezip tozmasını gibi aktiviteleri kardeşiyle değil hep dışardaki bir insanla yapmayı tercih ediyor.
  37. hep böyle olduğunu mu düşünüyorsunuz, yoksa arada sırada sizle muhabbet eder mi, dertlerini döker mi?
  38. hayır, dökmez hatta sürekli söylediği kelime şu "ben sana söylersem anneme veya babama yetiştirirsin", dedim ya dışarı dönük olduğu için-
  39. güven sıkıntısı mı var, onu mu anlatmaya çalışıyorsunuz?
  40. hayır güven sıkıntısı değil de, gençlik, toyluk mesela anneme yalan söylediği oldu dışarıya diye başka yere gittiği oldu bunun gibi küçük yalanları oldu. ben de yalan sevmediğim için bir yalan veya bir hata yapacaksa anneme söyleyeceğimi ve hatasını düzelteceğimi biliyor, bu yüzden de bana bir şey söylemek istemiyor, hani "ben yapacaksam yaparım kimse bana karışamaz" görüşüyle yaşıyor.
  41. *hmm*
  42. dediğim gibi dışarı dönük bir insan; böyle böyle, bir komşumuz var bizim ablamla aynı yaşıtta perihan diye, sanki benimle kardeş değil de onunla kardeş gibi hatta beraber yatar kalkarlar, gezerler tozarlar her şeyi birlikte yaparlar, çok kıskanıyorum, kıskandım, çok üzüldüm, ağladım ama hiçbir şekilde kendimi ablama yarandıramadım. bilmiyorum dedim ya çok farklıyız ben aileye dönük o dışarıya dönük o yüzden de kendimi bi türlü yarandıramadım.
  43. pekii, çocukken aranız nasıldı?
  44. çocukken de aynı şekildeydi
  45. hep böyleydi bu?
  46. hep böyleydi, sonradan da daha da artarak geldi. yani kardeş dediğin bir şeyi seninle paylaşrı değil mi? mesela diyorum ki "giydiğin şeyi ödünç alabilir miyim bir günlüğüne" izin vermezdi yani aramızda böyle bir şey dahi yoktu, ablamın bırak kıyafetini, işte takısını, tokasını ablamın yediği yemişin çöpüne bile dokunsam kızan bir insandı, hiçbir şeyine dokunamazdım dediğim gibi çöpüne bile dokunamazdım.
  47. pekii bu sorunu ablanızla konuştunuz mu yani duygularınızı söylediniz mi?
  48. evet, konuştum çok söyledim, işte benim hiçbir eşyama dokunamazsın benim, hiçbir şeyimi ellemeyeceksin konuşma tarzında hep böyle. hani mesela ablanız olduğunu düşünün başına bir şey gelir, nedir ablası olarak sizi savunması gerekir değil mi? hani "ben onun ablasıyım öyle bir şey yapmayın" filan denmesi gerekirken bizde tam tersi oluyordu ve ablam beni savunmuyordu, arkamda bir ablam olmuyordu ve ben ablam var arkamda diyemiyordum çünkü cidden yoktu, varlığını dahi esirgiyordu; tam tersi ben ablamı savunuyordum, sanki o benim değil ben onun ablasıyım gibi oluyordu, mesela biz ortaokulu aynı okulda okuduk yani tuhaf bir anı anlatayım; ablamın bir arkadaşı vardı suzan o da ablam gibi dışa dönük tarzda biriydi ve sürekli işte sevgilisi olsun, işte şöyle-böyle olsun ve ablam da onla geze geze onun gibi bir şey oldu zaten, bir gün işte okuldayız ben 6. ablam 8. sınıf, işte tenefüsteyiz ablamın yanına gittim bu kız (suzan) da oradaydı ve sevgilisinden ayrılmış, ayrılınca sövmeye, küfür etmeye başladı ve benim en hoşuma gitmeyen şey aileme argo kelimeler kullanılması, küfür edilmesi hiç hoşuma gitmez ve hoşuma gitmeyen şeyi yaptı ki benden 2 yaş büyük bir insan ve aileme küfürü kaldıramıyorum çünkü yediremiyorum kendime, daha sonra bağırmaya çağırmaya başladı okulu birbirine kattı, yapılmaması gereken bir şey yaptım çünkü benden büyük bir insan ama yine de yediremediğimden dolayı onu dövdüm yani okulun ortasında onu ciddi şekilde dövdüm hani sen nasıl bunu yaparsın, nasıl küfür edebilirsin benim aileme, yani ne hakkın var?
  49. pekii bunu onunla konuştunuz mu?
  50. evet konuştum, yani ne hakkın var birinin ailesine küfür etmeye, argo kelimeler kullanmaya.
  51. size ne dedi bu durum karşısında?
  52. "ben istediğimi yaparım" diyip devam ettirdi küfürü.
  53. ben de dayanamadım hani vardır ya insanın bi sabrı, burada ablamın savunması gerekirken onun yanına geçip beni karşısına aldı ve ben onu savundum.
  54. bu durum sizi çok etkiledi tabii ki?
  55. evet, çok etkiledi ve bu durum bir değil iki değil çok kez oldu. hani ablam hiç arkamda durmazdı, beni korumazdı, beni savunmazdı hep ben kendimi korurdum o yüzden hep kavgacı bir tip gibi gözüküyorum dışardan ama tek yaptığım şey kendimi korumak, dışarıya kendimi göstermek istemiyorum çünkü "arkamda bir ablam yok, ben her şeyin üstesinden gelirim" demek istiyorum ve öyle de büyüdüm, dediğim gibi hiç anlaşamıyoruz ablamla, hiçbir şeyini vermezdi bana, ben ona her şeyimi verirdim hiçbir şeyimi esirgemezdim olması gereken de budur.
  56. ailenizin bu kavgadan bir haberi var mı, onlarla paylaştınız mı?
  57. ailem de biliyor, "yapma kızım", "etme kızım" diyor ama ne kadar olur? hani onun yanında, ailemin yanında yapmasa bile annem gidiyor, babam gidiyor, hop iki dakika sonra yine aynı şekile dönüyoruz, "gülsüm annemin babamın yanında söylerken iyiydi, onlar yok şimdi gör bak napacağım sana" gibi sohbetler içine giriyorduk ve açıkcası çok dayak (şiddet) yedim ablamdan.
  58. ailenizin, annenizin, babanızın tutumu ne bu olaylar hakkında?
  59. karşı çıkıyorlar, ama dediğim gibi onlar olunca değişiyor, onlar yokken değişiyor. mesela ufak bir anımı anlatayım mesela; ablamın çok beğendiğim beyaz bir tişörtü vardı, yalvardım, ayaklarına kapandım hatta ağladım "abla şunu giyeyim lütfen kirletmeyeceğim, yırtmayacağım düzgünce giyeceğim, sadece bir kere giymek istiyorum" diyerek, ciddi ciddi ağladım feryat figan, çünkü içimde kaldı ve gerçekten istiyorum giymek ve bana dediği tek şey "çöpüme dahi dokunmayacaksın".
  60. pekii, arkadaşları isteseydi sizce ne derdi?
  61. tabii ki verirdi, onlara karşı çok iyiydi, hiçbir şeyini esirgemez, bu para konusu olsun, kıyafet konusu olsun hiçbir şeyini esirgemez.
  62. çocukluktan böyleydi diyorsunuz yani.
  63. evet, çocukluktan böyleydi sonra çocuğum tabii o zamanlar "alıp giyeceğim" dedim kendi kendime.
  64. izin almış mıydınız?
  65. hayır, yalvardım ama vermemişti, çocuğum işte içimde kaldı bir kere de olsun yani 5 dakika olsa da o tişörtü giymek istiyorum ben.
  66. *hı-hı*
  67. sonra işte o yokken, galiba arkadaşında mıydı komşuda mıydı hatırlamıyorum, giydim bir süre sonra çıkartmaya gidiyordum bir geldi eve, gelmesiyle tişörtü gördü hani çok çok verceği tepki kızar filan sanıyordum, direk geldi bi bağırmayla, aldı beni tuttu beni yakamdan sokağın içinde beni sürükledi, üstümdeki tişörtü paramparça etti, yapmadığı dövmediği yerim kalmadı benim, mahallede rezil etti, mahvetti beni.
  68. ablanızın böyle bir şeyi yapması, çocukluktan beri böyleydi diyorsunuz ki, tabii ki yaptığı doğru değil izin almıştınız oysa ki.
  69. bu konu da olmasa da, bir çok konuda aldım, ben-
  70. ve ablanızla da bu konu hakkında konuşmuştunuz, yani niye böyle yapıyorsunuz diye tarzında, ablanız için arkadaşlarının daha önemli olmasının nedeni nedir? belki çocukken kavga etmişsinizdir ve bilinçaltında bir şeyler kalmıştır, sizin aranızda böyle bir anınız var mı bu sorunlara temel olarak hatırladığınız çünkü siz onu hiç üzmediğinizi söylüyorsunuz.
  71. evet, hiç üzmedim nasıl diyeyim size, çok sevgi dolu birisiydim, aileme çok düşkün biriydim annem olsun babam olsun, ben neysem ablam da tam zıttıydı yani çok zıttık, birbirimizi çekmiyorduk birbirimizi itiyorduk. hiçbir zaman anlaştığımızı hatırlamıyorum.
  72. pekii, diğer kardeşinizle de mi arası böyle?
  73. bana oranla onunla arası daha iyi diyebilirim çünkü hani artık ablası ben varım aralarında ve birisi ona ters bir hareket yaptığında ben müdahele ediyorum, öyle öyle benim çektiğim kadar çekti diyemem zaten ablam erken yaşta evlendi; 16 yaşında nişanlandı, 18 yaşında evlendi şu an iki yaş aramızda var ama şu an evli, iki tane çocuğu var biri kız, biri erkek, evli yani sonuç olarak küçük kardeşimle ben yaşıyorum o bizden ayrı.
  74. görüşmeleriniz devam ediyor?
  75. o konu biraz derin, pek de devam ettiği söylenemez aslında. nasıl desem size ablam evlendi, okulu bıraktı daha doğrusu, 8. sınıfta okulu bıraktı. şeydim, ben 6. sınıftım ablam 8. sınıftı iki yaş vardı aramızda, işte daha yeniyim ilkokuldan yeni mezun oldum ilk senem ortaokulda, işte ben sene sonunda matematik dersinden bütünlemeye kaldım, ablam da aynı şekilde sonra biz bu bütünleme sınavına yarım saat geç kaldık, yarım saat sonra da girebilme hakkımız var ya, sonra işte gittik yarım saat geç kaldığımız halde rapor verince girebildiğimizi biliyoruz, fakat müdürümüz bizi sorumlu geçeceğimize dair kandırdı ve karne günü okula geldiğimizde ikimizi de sınıfta bıraktıklarını öğrendik bir dersten sadece, bir ders için bütün yıl gitti diyebilirim size, sonra sinirlendik kötü olduk eve gittik ağlaya ağlaya babama söyledik ki kendisi agresif bir insandır, okula gitti müdürle kavga edip dövdü yani geçireceği varsa da geçirmedi ikimizi de bıraktı sınıfta, ben şey yaptım okumaya çok hevesli olan bir insanım ne kadar zor da olursa olsun zorluklarla büyüyen bir insanım ve ablam tam tersim olduğu için sıkıya gelemeyen bir insan, sıkıya gelemez hemen pes eder yapısı böyle, ben dedim ki bir ders için bir sene zor bir şey ama yaparım, yaşımdan küçüklerle okuyacağım ama okumak istiyorum.
  76. göze aldınız yani bu durumu?
  77. evet göze aldım, bir ders için bir sene okumayı göze aldım, asla aklımın ucundan dahi geçmedi teslim olmak ama ablam tam tersim olduğu için şöyle dedi "ben kendime yediremiyorum, kendimden yaşça küçüklerle okuyamam, millet benim hakkımda konuşur" tarzında konuşup kendine yediremeyip okulu bıraktı. çok konuştuk annem olsun babam olsun hatta ben ayaklarına kapanıp ağladım okumak çok güzel bir şey diye tarzında, evet belki bi sene kaybın var ama olabilir ama olsun dedim bak ben de okuyacağım bir şey değişmeyecek, dinlemedi okumadı, çalışmak istedi.
  78. yani kendinden küçüklerle okumak istemedi değil mi?
  79. evet, kendinden büyük arkadaşları onla dalga geçer filan diye düşünerek öyle yaptı, halbuki çok yanlış bir düşüncesi var
Advertisement
Add Comment
Please, Sign In to add comment
Advertisement