Advertisement
Guest User

8.BÖLÜM : Yok Oluş Bölüm 8 ; Şans Bana Gülmedi

a guest
Oct 3rd, 2013
140
0
Never
Not a member of Pastebin yet? Sign Up, it unlocks many cool features!
text 18.63 KB | None | 0 0
  1. 8.BÖLÜM : Yok Oluş Bölüm 8 ; Şans Bana Gülmedi
  2.  
  3. Anlatıcı ; 3. Şahıs
  4.  
  5. 1 Sene Sonra ; Yer : The Light Of Future Yüksek Kalite Eğitim Lisesi
  6.  
  7. Lisede artık son yılıydı artık bu Terazi'nin... Son sınıfa geçmesiyle birlikte yavaş yavaş üniversite sınavlarına da çalışmaya başlamıştı, hatta herkesten daha çok çalışmaya başlamıştı. Çünkü Terazi Dünya'nın adaletini, onları baştan sona anlayarak düzeltebileceğini düşünüyordu. Bu yüzden ilk olarak bir üniversiteye gitmesi ve hukuk bölümünü okuması gerekiyordu...
  8.  
  9. Fakat Terazi hukuk bölümünü okumayı hiç istemiyordu, hatta o sıkıcı hayatı her düşündüğünde oturduğu yerde irkiliyordu... Fakat, dünya'nın bu çürümüş adalet sistemini düzeltebilmek için, yapması gereken bir fedakarlık olduğunu düşünüyordu bunun. Yani, sevdiği işi seçip kendisini değil de, sevmediği bir işi seçip dünya'yı kurtarmayı hedefliyordu.
  10.  
  11. Kova'nın Zodiac'a katılmasının üzerinden tam bir yıl geçmişti, ve bu bir yıl içerisinde Kova sayesinde bir çok işe imza atmıştı Zodiac gurubu. Kova o kadar çok sitenin altyapısını çalmıştı ki, artık kimse Zodiac Hackers'ın önünde duramıyordu.
  12.  
  13. Terazi yavaşça koridorda yürüyor ve geleceği hakkında bir kaç şey düşünüyordu, birden önüne çıkan Kova'nın onu korkutmasıyla geriye doğru sendeleyip yere düştü. Ardından ise hızla ayağa kalkıp "Lan! Seni adi yaratık! Birden önüme çıkmayı kessene?!" diye bağırmaya başladı Kova'ya.
  14.  
  15. Kova, Terazi'nin bu sözlerini dikkatle dinledikten sonra, keskin bir kahkaha attı. O kadar sert gülüyordu ki, ayakta durması zorlaştığı için bir duvardan destek almak zorunda kaldı.
  16.  
  17. Kova bu derin kahkahanın ardından, gözlerinden akan yaşları sildi ve Terazi'ye doğru kafasını kaldırıp "Tam önündeydim seni kör herif! Nasıl olurda beni görmezsin?!"
  18.  
  19. Terazi, bu cümlenin ardından elini başına doğru götürdü ve saçlarını sıkıca kavradı. Ardından ise başını geriye doğru yatırıp "Kafam başka yerlerde olduğundan seni görmemişim galiba..." dedi kısık bir sesle.
  20.  
  21. Kova, bu cümleyi duyduktan sonra biraz şaşırdı, ardından ise hemen kendini toparlayıp elini Terazi'nin omzuna koydu ve "Neredeyse söylemeyi unutuyordum! Bugün okuldan sonra, bir kaç malzeme alabilmek için, sen, ben, Aslan ve Oğlak ile şehir merkezine gideceğiz. "
  22.  
  23. Terazi, Kova'nın bu duyurusuna bir soru ile karşılık verdi hemen "İki sorum var; Birincisi, malzeme ile şu bankanın karşısındaki dükkanı mı kastettin? Ve ikincisi; Neden Akrep yerine Oğlak? Genelde bir grup oluşturulduğunda, o ikisi her zaman beraber olurdu? Tabii eğer-"
  24.  
  25. Terazi daha sorusunu tamamlayamamıştı ki, Kova cevapları vermeye başladı "Birincisi sorunun cevabı; Evet. Ve ikinci sorunun cevabı da; Evet... Akrep hasta oldu. Bu yüzden, yanımızda Oğlak geliyor..."
  26.  
  27. Terazi, Kova'nın bu sözlerini duyduktan sonra, "Biliyordum" tarzından bir hareket yaptı eliyle, ardından ise elini çenesinin altına koyup düşünmeye başladı... Bir kaç saniye sonra "Tamam. O zaman okul bittikten 1 saat sonra orada buluşuruz... " dedi kısık bir sesle.
  28.  
  29. Kova aradığı cevabı aldıktan sonra ağır adımlarla oradan uzaklaştı. Kova'nın, uzaklaştığını gören Terazi önce ileriye doğru bir kaç adım attı, ardından ise hızla arkasını döndü... Fakat arkasında hiç bir şey yoktu... Terazi biraz düşündükten sonra ince bir gülümseme attı ve "Benim gözlerimde bir şey yok seni lanet olası yaratık... Sen çok hızlı kayboluyorsun" dedi içinden.
  30.  
  31. 1 Saat Sonra; Yer: Universe Bank [Evren Bankası] Civarı - Ronaldo Caddesi
  32.  
  33. Belirlenen zaman geçmiş ve işi yapacak kişiler buluşmuşlardı. Terazi, Oğlak, Aslan ve Kova... Bu dört arkadaş sadece bir malzeme alışverişi için bu hareketli sokakta yürüyorlardı.
  34.  
  35. Ronaldo Caddesi, soygunlarıyla ünlenmiş bir yerdi. Bu caddede o kadar çok banka ve kuyumcu vardı ki, amaçlarını belirlemiş kişilerin ilk durağı burası oluyordu.
  36.  
  37. Terazi, gelip buluştuklarından beridir bir şey düşünüyordu. Bu soru öyle bir soruydu ki, Terazi ne kadar uğraşırsa da uğraşsın devamlı cevabını bulamıyordu...
  38.  
  39. Bir kaç saniye daha böyle devam ettikten sonra pes etti ve "Ahh!Bu nasıl bir şey böyle! Neden cevabını bilmiyorum" diye bağırdı...
  40.  
  41. Terazi, sözünü tamamlar tamamlamaz, arkasından bir siren sesi duyuldu... Bu ses Universe Bank'dan geliyordu. Bu bir soygun alarmıydı. Soyguncular, ellerinde para poşetleriyle birlikte bankanın içerisinde bir oraya bir buraya silahlarını doğrultuyorlardı.
  42.  
  43. Tıpkı o çevrede bulunan insanlar gibi, Terazi ve diğerleri de, aniden gelişen bu olay karşısında şaşkına döndüler.
  44.  
  45. Terazi, şaşkınlıkla Banka'ya bakarken, birden içerisinde bir ürperti duydu... Bu ürpertinin nereden geldiğini anlayamadı, fakat sanki içerisinde bir ses ona etrafı iyice dinlemesini söylüyordu.
  46.  
  47. Bir kaç saniye daha bu ürpertiye dayandıktan sonra, dayanamayıp etrafı dinlemeye başladı... O sırada etrafta, diğer seslerden çok daha farklı bir ses duydu. Bu ses yürüyen bir insanın ayakkabısından gelen takırtı sesleriydi.
  48.  
  49. Bu takırtı seslerini özel kılan şey ise şuydu; etrafta ondan başka hiç kimse ilerlemiyordu.
  50.  
  51. Terazi yavaşça takırtının geldiği tarafa doğru döndü; bu sırada takırtıdan başka hiç bir şey duymuyordu... Sanki Dünya üzerinde işleyen zaman, o anlarda durmuştu.
  52.  
  53. Terazi tam olarak gördükten sonra, takırtının geldiği kişiyi iyice görebildi; saçları sarı, gözleri siyah, hafif uzun boylu: bir polar giymiş neredeyse onun yaşlarında bir geçti bu takırtı seslerini yapan.
  54.  
  55. Aslan o sırada Terazi'nin farklı bir yöne doğru baktığını gördü ve hemen kafasını o tarafa doğru çevirdi. Genelde bu tür şeylerde soru sormazdı, çünkü Terazi'nin ilgisini çok az şey çekebiliyordu, ve bu dikkat çeken şeylerde, genelde çok nadir şeyler oluyordu.
  56.  
  57. Aslan ile birlikte diğer ikisi de Terazi'nin baktığı tarafa doğru baktılar ve oğlanı gördüler. Oğlan ise bu garip ilgiden bîhaber yavaşça yoluna devam ediyordu.
  58.  
  59. Bir ara oğlan durdu, ve birden bankaya doğru soğuk bir bakış attı... Ardından ise diğer dördünün daha önce fark etmediği kulaklığını kafasından çıkardı. Kulaklığı görmeleriyle birlikte, dördü oğlanın neden bu kadar soğuk kanlı olduğunu anladı.
  60.  
  61. Bir kaç saniye banka'ya baktıktan sonra oğlan kısık bir ses ile konuşmaya başladı "Geri zekalı herifler... Böyle bir bankayı, böyle bir teçhizat ile soymak, boş yere hapse girmeyi göze almaktan başka bir şey değil. Polislerden kurtulsalar bile, kameralar var... Kameralardan kurtulsalar bile, onca şahit var... Bir olasılık yüzlerini gizleyip buradan kaçabilmeyi becerseler bile, uydu takip sistemi var... Böyle bir çağda, hâlen böyle soygunlar yapabilen insanlar gerçekten var mı? Ne acınası bir durum..."
  62.  
  63. Kova, bu sözleri duyduktan sonra oğlana doğru yavaşça yaklaştı ve "Bu konu hakkında bayağı bilgin varmış gibi gözüküyor?" diye alçak sesle sordu oğlana.
  64.  
  65. Oğlan, Kova'nın bu sözlerini, duymazlıktan geldi ve sadece bekledi. Tam kulaklığını takıyordu ki, Terazi, Kova'ya seslendi "Bıraksana Kova... Sadece uyuz bir herif..."
  66.  
  67. Oğlan'ı etkileyen, Terazi'nin vurucu cümleleri değildi... Bu cümlelerin içerisinde geçen "Kova" kelimesiydi.
  68.  
  69. Oğlan biraz duraksadıktan sonra, takmaya hazırlandığı kulaklıklarını ensesine doğru itti ve Kova'ya doğru dönüp "Senin ismin Kova'mı? Eğer öyleyse bir soru sormak istiyorum?"
  70.  
  71. Kova, oğlandan gelen bu ani soruya karşı önce cevapsız kaldı... Ardından ise "Tabii... sorabilirsin..."
  72.  
  73. Oğlan bu cevabı duyduktan sonra hiç beklemeden sorusunu sordu; "Acaba bir ihtimal, Forum Hk'de ki 'Kova' sen olabilir misin?"
  74.  
  75. Kova, bu soruyu duyduktan sonra şok olmuştu, çünkü o forumda yeni kaydolmuştu ve bir tane bile yorum atmamıştı, ve atmaya da niyeti yoktu; çünkü siteye günlük "Site Kırma" alıştırması için kayıt olmuştu sadece.
  76.  
  77. Kova bunları düşünürken birden aklına dank etti, orada konuştuğu birisi vardı... Yardıma ihtiyaç duyan bir üye... İsmi aklına gelmiyordu, fakat konuştuğu tek kişinin o olduğundan emindi.
  78.  
  79. Kova, ciddi tavrını takındı ve "Evet... O benim" dedi. Oğlan bu cevabı duyduktan sonra hafif bir şaşkınlık gösterdi, ardından ise "Ne tesadüf... Bende sana teşekkür etmek istiyordum... Ve şimdi önümdesin. Her neyse, madem buradasın... O zaman, teşekkür ederim. O problem gerçekten kafamı iyi karıştırmıştı..."
  80.  
  81. Oğlan bu sözleri söyledikten sonra hızla oradan uzaklaştı, uzaklaşırken kulaklığını yeniden kafasına taktığı görülebiliniyordu.
  82.  
  83. Kova biraz bekledikten sonra, hızla Terazi'ye doğru döndü ve "Terazi, bu oğlanı hemen yakalamalısın... Böyle uyuz ve saf gözüktüğüne bakma... Şimdi aklıma geldi; yardım isteğini ben görmemiştim, o forumdan bana atmıştı... Fakat ben o forumda kendimi görünmez yaptığımdan eminim..."
  84.  
  85. Terazi, Kova'dan bu sözleri duyduktan sonra biraz afalladı. Kova ise konuşmasına devam etti "Şu bizde uyguladığın 'Güzel Konuşma' taktiğini onda deneyip onu da guruba almalısın!"
  86.  
  87. Terazi, Kova'yı iyice dinledikten sonra önce biraz düşündü, ardından ise gülümseyip "Evet onu guruba alacağım, hatta ismini de Yengeç koyacağım... Sebebini açıklamamı ister misiniz? Bu oğlan tıpkı bir Yengeç gibi şanslı çünkü... Yengeçler hem karada, hem de suda yaşayabilirler... Ve buda yetmezmiş gibi her zaman, her hangi bir saldırıya karşı istemeseler bile defansif kalırlar... Kısacası çok şanslıdırlar. Ve ben sizi bilemiyorum, fakat bu oğlan gözüme çok şanslı gözüktü..." dedi, ardından ise gözlerini kısıp, kısa bir gülücük attı ve "Zodiac tamamlanıyor" dedi alçak bir sesle.
  88.  
  89. 4 Saat Sonra: Yer; Oriano Parkı, Saat 12:01
  90.  
  91. Terazi, küçük tenha yerdeki dükkanın arkasındaki soda makinesinde ki oğlanın yanına doğru yavaş adımlarla ilerliyordu, ve adımlarını atarken aynı zamanda elindeki bozuk para ile de oynuyordu...
  92.  
  93. Bir kaç saniye sonra oğlanın yanına vardı, ardından ise oğlanın yanına vardı ve elindeki parayı soda makinesine atarak bir içecek kaptı. Sonra ise oğlanın yüzüne bakara "Sana söylemek istediğim bir kaç şeyim var... Acaba bir kaç dakikalığına konuşabilir miyiz?"
  94.  
  95. Oğlan önce biraz durdu, ardından ise yüzündeki ifadeyi hiç bozmadan "Olur" dedi.
  96.  
  97. Terazi, sodalarını oğlanla yudumlarken, Zodiac Hackers'ı anlatıyordu ona, oğlan ise hem elindeki sodayı içiyordu, hem de Terazi'yi dinliyordu.
  98.  
  99. Terazi konuşmasını bitirdikten sonra "Ne diyorsun? Katılmak ister misin?" diye sordu oğlana. Oğlan önce uzun bir süre bekledi, ardından ise konuşmaya başladı "Sana bir hikâye anlatmamı ister misin? Benim geçmişim hakkında olan kısa bir hikâye..."
  100.  
  101. Terazi'nin zamanı boldu, bu yüzden oğlana "Tabi anlatabilirsin" dedi.
  102.  
  103. Oğlan elindeki sodayı son damlasına kadar içti, ardından ise anlatmaya başladı;
  104.  
  105. "Bundan 8 sene önce olan olayı biliyorsundur. Hani şu deprem olayı? İşte benim hikâyem bu noktadan başlayacak..."
  106.  
  107. 8 Sene Önce: Yer; SEITOR NIGHT BİRLEŞMİŞ APARTMAN SİTELERİ
  108.  
  109. Zeki genç çocuk her zamanki gibi ablasıyla birlikte parkta oynuyordu, ve onunla birlikte eğleniyordu. Fakat eğlenirken aynı zamanda sorularda soruyordu devamlı; "Abla, sence ne zaman öleceğiz? Öldükten sonra birisini geri getirebilecek miyiz? Onunla tekrar konuşabilecek miyiz?" diye devamlı soruyordu değerli ablasına.
  110.  
  111. Mina, bu soruları önce geçiştirdi... Fakat bu zeki çocuğu kandıramayacağını anlayınca cevap vermek zorunda olduğunu anladı ve yavaşça zeki oğlanın yanına doğru ilerledi... Ardından ise oğlanın boyuna eşitlenene kadar eğildi ve oğlanın elini kavradı, ardından ise kalbinin üzerine doğru koydu ve "Kalbim halen atıyor öyle değil mi? Halen sıcak ve kıpır kıpır öyle değil mi? Bu benim yaşadığımı kanıtlar değil mi..? O zaman bunun anlamı da henüz bu konuda endişelenmemen gerektiğidir öyle değil mi?" dedi sakin ve sevecen bir ses tonuyla.
  112.  
  113. Oğlan ablasından aldığı bu cevabı duyunca sevindi ve ona kocaman bir kucak verdi. Fakat bu mutluluk fazla uzun sürmedi... Bir kaç dakikaya, yer büyük bir gümbürtü ile sarsılmaya başladı ve ardından apartmanlar yere düşmeye başladı...
  114.  
  115. Zeki oğlan henüz ne olduğunu anlayamamıştı ki, ablası onu geriye doğru itekledi... Oğlan yavaş bir biçimde yere doğru düştü, fakat hemen kendisini toparlayıp ayağa kalktı, fakat o anda ayağa hiç kalkmamayı isterdi... Ayağa kalktığında ablasının kafasından kanların aktığını ve hemen yanında kanlı bir borunun durduğunu gördü.
  116.  
  117. Ablası düşen boruyu ondan önce fark etmiş ve onu kurtarabilmek için kendisini feda etmişti. Oğlan uzunca bir süre Mina'ya baktı, ardından ise bir şey hatırladı ve Mina'nın yanına doğru hızla ilerledi ve elini kalbinin üzerine doğru koydu. Fakat beklediği sonucu alamadı... Mina'nın kalbi atmıyordu...
  118.  
  119. Oğlan sol tarafta bir kıpırtını olmadığını görünce, elini sağ tarafa koydu... Ardından ise karnına... Ardından ise göbeğine... Koluna, başına, burnuna, ağzına... Elini her yere koydu fakat elde ettiği şey canlılık yerine sadece soğukluktu...
  120.  
  121. Bir kaç saniye durduktan sonra Mina'ya biraz yaklaştı ve "Neden kalbin atmıyor? Neden canlı değilsin?" diye sordu..."
  122.  
  123. Molozların arasından itfaiye çalışanları çocukları gördü ve hemen yanına doğru koşup onu oradan zorla çıkardılar... Zorluğu çıkaran itfaiyeciler değildi ama... Oğlan ablasının ölmediğini söyleyip devamlı çırpınıyordu...
  124.  
  125. 8 Sene Sonra; Yer: Oriano Parkı
  126.  
  127. Oğlan geçmişini anlattıktan sonra önce biraz duraksadı, ardından derin bir nefes alıp;
  128.  
  129. "İşte başımdan bunlar geçti... Fakat dahası var... Beni alan yurt, zekâmı fark etti ve beni testler için bilim adamlarına teslim etti. Yıllar boyunca bilim adına bilmediğim deneylerin altına girdim... Çocukluğumu gram yaşayamadım... Bir kere bile ablamın... Mina'nın mezarını göremedim, aynı şekilde anne ve babamın da... En sonunda reşit olduktan sonra oradan çıkabilmeyi başardım ve işte buradayım..."
  130.  
  131. Oğlan biraz bekledikten sonra keskin bir gülücük attı ve konuşmasına devam etti;
  132.  
  133. "Biliyor musun, o laboratuarlarda kaldığım sürece şunu anladım... Umutlarının, inançlarının, Tanrı'nın kimseyi kurtaramayacağını, çünkü olmadıklarını anladım...... Gerçekten, bu kavramlar bir insanı nasıl kurtarabilir ki?! Bunu nasıl düşünebilirler? Nasıl insan bunlar böyle!"
  134.  
  135. Oğlan sözünü tamamladıktan sonra, Terazi'nin yavaşça ayağa kalktığını gördü. Terazi ayağa kalkınca önce elindeki gazozu son damlasına kadar içti, ardından ise yere atıp sertçe üzerine bastı.
  136.  
  137. Gazozun pestilini çıkardıktan sonra Terazi, hızla oğlana doğru döndü, ardından ise elini oğlanın omzuna koydu ve yavaşça boğazına doğru ilerletti elini. Eli boğazına değince, sıkıcı kavradı ve gözlerini bir şahin edasıyla açtı.
  138.  
  139. O anda oğlan, gördüğü manzara karşısında dehşet içine düştü. Önünde duran adam bir aslan gibi önünde dikilmiş, şeytani gözleriyle ona bakıyordu. Bu gözler o kadar korkunçtu ki, sanki her an onu öldürebilecekmiş gibilerdi.
  140.  
  141. Terazi, bir kaç saniye bekledikten sonra sert bir biçimde konuşmaya başladı;
  142.  
  143. "Kurtaramaz mı? Yoklar mı?! Sen ne kadar kötü bir olay yaşadın ki bunları söyleyebiliyorsun! Ben çocukken annemi ve babamı aynı anda kaybettim... Hayatımın yarısını, kendimi diğerlerinden soyutlayarak geçirdim... Fakat inancımı bir saniye bile kaybetmedim... Şimdi sen bu sözleri söyleyerek, Dünya üzerinde senden daha kötü olaylar yaşamış fakat inançlarını bir kere bile kaybetmemiş insanlara hakaret etmiş olmuyor musun! Bana hakaret etmiş olmuyor musun?!"
  144.  
  145. Terazi'nin vurucu sözleri, oğlanın kalbine bir bıçak gibi saplanıyordu, öyle ki bir kelime bile edememişti. Terazi oğlanın bu suskunluğunu görünce konuşmaya devam etti;
  146.  
  147. "Sana söylüyorum, kaderinden kaçmak sana acıdan başka bir şey getirmez! Bu söylediklerinin hiç birisine inanmıyorsun, kalbinde hiç inanç yok... Çünkü eğer inanmaya başlarsan, ablanı geri getiremeyecek olacaksın... Ölen kimseyi geri getiremiyor olacaksın, çünkü eğer inanırsan... Onların çoktan öteki tarafta olduğunu kabullenmiş olacaksın... Fakat böyle sahte bir hayat yaşayarak, sahte bir felsefeye inanarak, belki onları geri getirebileceğini düşünüyorsun, öyle değil mi?!"
  148.  
  149. Terazi, elini oğlanın boğazından çekti ve arkasını dönüp yavaşça yürümeye başladı, ardından ise "Kalbinde inanç taşımayan kişiler, grubuma katılamazlar..." dedi kısık bir sesle.
  150.  
  151. Terazi yavaşça ilerlerken, oğlan gerçeklerin ona verdiği acı yüzünden sessizce ağlıyordu... Ve düşünüyordu devamlı, hayatı boyunca uyguladığı bu yalan felsefe az önce bir adam tarafından paramparça edildi. Artık bir ikilemin içerisindeydi, ne yapacağını bilemiyordu...
  152.  
  153. Oğlan bunları düşünürken, birden içerisinde bir ürperti hissetti ve kafasını sağa doğru çevirdi. Kafasını çevirdiğinde, ablasının beyazdan bir siluetini gördü... Bu siluet ona gülümseyen bir yüzle bakıyordu...
  154.  
  155. Oğlan donup kalmıştı, hiç bir şey söyleyemiyordu... Fakat bu sessizliği Mina'nın silueti bozdu. Mina ona gülümseyen yüzüyle bir cümle söyleyip ardından ise birden kayboldu. Bu cümle şuydu "Onunla git"
  156.  
  157. Oğlan bu sözü duyduktan sonra önce biraz bekledi, ardından ise oturduğu yerden kalkıp henüz gözden kaybolmamış olan Terazi'ye doğru koşmaya başladı. Yakınına geldiğinde ise bağırmaya başladı. Sözleri gecenin karanlığında yankılanıyor ve Terazi'ye ulaşıyordu. Bu sözler şunlardı;
  158.  
  159. "Terazi! Artık ne yapmam gerektiğini biliyorum! Nerede olmam gerektiğini... Gerçeği biliyorum! Onun nerede olduğunu biliyorum... Ve önceden söylediklerim için özür dilerim! Lütfen beni gurubuna al! Artık kalbimde inancım var!"
  160.  
  161. Terazi, oğlanı sözlerini bitirene kadar bekledi ve ardından ise güler bir yüzle arkasını dönüp "O zaman düş önüme Yengeç! Henüz yapacak çok işimiz var çünkü!"
  162.  
  163. ZODİAC HACKERS GURUBU TAMAMLANDI! HAREKAT ARTIK BAŞLIYOR!
Advertisement
Add Comment
Please, Sign In to add comment
Advertisement