abi selamlar, eski dizi izleme alışkanlığının eskisi gibi olmadığını söylemiştin son yayında.
sana six feet under adında biraz yapım yılı biraz eski(2002) ve doksanları andıran bi dizi önermek istiyorum.
dizinin konusu 'kabataslak' olarak şöyle;
"Baba, anne, iki erkek ve bir kız çocuktan oluşan bir aile düşünün. Ne kadar garip olabilirler? Babanın mesleği cenaze işleri olunca bu soruya vereceğiniz yanıt şekillenmeye başlıyor.
HBO‘nun efsane dizilerinden biri olan Six Feet Under, bir cenaze evinin içinde şekillenen hayatlarla ilgileniyor. Hem evin içinde yaşayan ve sürekli olarak gördüğümüz aile üyeleri, arkadaşlar hem de her bölümde farklı farklı şekillerde ölmüş olan insanlar ve ailelerinin yaşamlarına tanık oluyoruz.
Dizinin en önemli karakteristik özelliği olan her bölümün başında birinin ölmesi, dizinin durduğu yeri çok da iyi açıklıyor. Kafasına gökyüzünden düşen bir cisim ile öleninden tutun gülerken kafasını yere vurup ölenine kadar değişik ölümler bunlar. Aynı dizi gibi; ürkütücü, sarsıcı, basit, gerçekçi ve hüzünlü."
Çok çok önceden yayınlarında bu hayatta tek gerçek ölümdür tarzı bir söz ettiğini duymuştum tee far cry primal oynadığın ilk gün.
dizi 2002 yapımı ve 'ölüm' ana fikri etrafında geçiyor. izlediğim dizilerin hiç birine benzemiyor tarz olarak.şu anki bir çok popüler dizi olsun tarzım olmayan herhangi bir diziyi bile az biraz izlemiş biriyimdir.
neredeyse hiç 'bu gerçek hayatta olmaz yaa' dedirtmiyor dizide. tamamen hayatın içinden ve oyunculukların hiç biri sırıtmıyor. her bir karakterin duygusal yönünü zaman zaman ana fikre dahil ediyor ve her insanın duygusal açıdan ne gibi inişler çıkışlar yaşayacağına değiniyor. ölümün mizahını, kara mizahını çok tatlı bir dille vurguluyor.

diziye başlarken biraz hantal gideceğini düşünmüştüm fakat izlerken nedense çok keyif aldığım bi dizi haline geldi, bilmiyorum sonuçta zevkler ve renkler.
önemli olan kömürde elması görebilmek zaten. tıpkı six feet under gibi. şahsen diziyi bitirmedim şu an 3.sezon civarlarında bilinçli olarak bıraktım.
acaba zihnen biraz daha olgunlaştıktan sonra bu dizi bana neler verebilecek diye düşündüğüm için. biraz zaman geçtikten sonra tekrar başlamayı düşünüyorum.

eğer tüm dizileri bir göle atacak olsaydık six feet under en derindeki ve en parlak olanı olurdu, şahsi görüşüm.
belki sürekli ben izlediğimin, okuduğumun en kötüsünden bile kendime bir anlam çıkarmaya çalıştığım için bu dizi bana bütünüyle bir hazine gibi gelmişte olabilir.
bilmiyorum günde kaç saat kendine ayırabiliyorsun fakat olur da bir diziye başlamakta karar kılarsan, tavsiyemdir.