5.BÖLÜM : Yok Oluş Bölüm 5 ; Yükseliş

2 Sene Sonra : Yer ; The Light Of Future [Geleceğin Işığı] Yüksek Kalite Eğitim Lisesi

Anlatıcı 3.Şahıs

   The Light Of Future... Terazi bu okula orta okulda gösterdiği başarılar sayesinde hiç bir sınava girmeden gelebilmişti. Puan derecesi ve okulda ki başarısı sayesinde, okulun resmen yüzü olmuştu, fakat Terazi bunların hiçbirisini önemsemiyordu.

   Orta okulda Balık ve Boğa ile tanışmasından sonra, Terazi hayata yeniden bir şans vermeyi düşündü ve etrafına olan tutumunu tamamıyla değiştirdi... Tabi o hayata bir şans verdi fakat etrafındakiler henüz ona doğru düzgün bir şans vermemişti... Orta okulda ki kötü unvanı yüzünden etrafındakiler Terazi'den hep kaçıyordu. Ama Terazi insanların ondan kaçmasında bir sorun görmüyordu. Bunun onun suçu olduğunu düşünüyor ve kendine devamlı "Değiştiğimi onlara göstereceğim" diyordu.

   Terazi sınıfına yavaş adımlarla yürürken aynı zamanda etraftaki insanların onlardan kaçışını izliyordu. Önceki o olsaydı şimdiye bu duruma sinirlenip etrafı birbirine katmıştı bile, fakat artık durum böyle değildi... İnsanların onlardan kaçışını izlerken yüzü düşüyor ve içerisindeki tüm mutluluk kırıntılarını götürüyordu...

   Terazi bu durumdan çok korkuyordu... Fakat korkmasının sebebi insanlarla bir daha hiç konuşamayacağını düşündüğü için değildi... Eğer durum böyle ilerlerse, çok geçmeden eski haline geri dönecekti... Terazi'nin asıl korktuğu şey işte buydu...

   Terazi sınıfının kapısının önüne gelmişti, kapının tokmağını yavaşça aşağıya doğru indirdi ve içeriye doğru girdi. Onun içeri girdiğini gören sınıfta ki öğrenciler, hemen sessizleşti ve sıralarına oturdu... Terazi onlara "Sınıf Arkadaşı" yerine "Sınıftaki Öğrenciler" diyordu, çünkü daha hiç birisiyle arkadaş olamamıştı... Arkadaş olmayı bir kenara atın, henüz onlarla doğru düzgün konuşamamıştı bile...

   Terazi 'nin sırası en ortadaki sıranın hemen arkasındaki sıraydı, yani neredeyse herkese yakındı. Buradan etrafında olan her şeyi görebiliyor ve duyabiliyordu, zaten bu yüzden bu sıraya oturmayı seçmişti...

   Bir kaç dakika sonra öğretmen içeri geldi ve kitaplarını masasına koyup dersini anlatmaya başladı. Ders Bilgisayar Bölümünün derslerindendi.  Terazi'nin en sevdiği ders bu olmasına rağmen, dersin bir saniyesine bile konsantre olamamıştı. Bunun nedenini kendisi de bilmiyordu.

   Terazi'yi bu alıklıktan kurtaran şey öğretmenin "Ortak Proje Ödevi" sözü olmuştu. Terazi bu sözü duyunca birden irkildi ve endişe veren bir yüzle etrafına doğru baktı. Tahmin ettiği gibi herkes kimin onunla ortak olacağını konuşuyordu. Kimin bu kadar şansız olacağını...

   Terazi etrafında ki bu konuşmaları biraz daha dinledi ardından ise "Benden korkan bir ortakla çalışmak istemiyorum" diye geçirdi içerisinden.

   Terazi bu kelimeleri düşündükten sonra elini havaya kaldırdı ve "Ben tek başıma çalışabilirim, sonuçta bilgisayar hakkında çok şey biliyorum..." dedi.

   Öğretmeni Terazi'ye bir süre baktıktan sonra "Ortak Proje Ödevi' dedim Terazi... Biliyorum genelde hep yalnız olarak çalışıyorsun, fakat bu sefer birisiyle olmanı ve 'Takım Çalışmasını' öğrenmeni istiyorum" dedi.

   Terazi bu sözleri duyduktan sonra, kafasını aşağıya doğru eydi ve küçük bir gülümseme attı, ardından  "Benimle çalışacak birisini bulabileceğinizden şüphe-"

   Terazi'nin sözleri kızıl saçlı erkek bir öğrenci tarafından boğazına zamklanmıştı. Bu öğrencinin sözü Terazi'yi hem etkilemiş, hem de şaşırtmıştı...

Kızıl saçlı öğrenci elini kaldırdı ve "Ben onunla çalışabilirim öğretmenim..." dedi.

   Çocuğun bu sözlerinin ardından sınıfta önce derin bir sessizlik oluştu, ardından ise sessizliği bir neşe patlaması bozdu. Onunla eş olmayacakları için etrafındakiler çok sevinmişti... Fakat muhtemelen burada en çok sevinen Terazi'ydi... En sonunda aradığı şans eline geçmişti, en sonunda değiştiğini kanıtlayabilecekti... Hayat sonunda ona bir şans tanımıştı...

   Öğretmen öğrenciye biraz baktı ardından ise "Tamam o zaman, sen Terazi ile birlikte projeni hazırlayacaksın... Şimdi diğer grupları seçelim..."

   Diğer gruplar sırayla seçildi ve deftere not edildi... Ardından ise öğretmen proje'yi anlatmaya başladı "Her grup kendisine bir konu seçip, bu konuya uygun bir animasyon veya oyun yapacak... Konular da fazlaya kaçmadığınız sürece hiç bir sınırlama yok. Size 3 hafta süre veriyorum, 3 hafta sonra hepinizin projesini burada göreceğim... Umarım net bir şekilde anlaşılmışımdır."

   Sınıftakiler "Terazi" derdinden kurtulmuştu, fakat ilahi adalete sayesinde dersin azizliğine uğramışlardı. Çoğu kişi bu proje konusunu duyunca, dersin zorluğu ve sürenin kısıtlığı yüzünden kara kara düşünmeye başladılar. Fakat sınıfta üzülenler olduğu kadar sevinenlerde vardı, bunlardan biriside Terazi ve yeni proje ortağı kızıl saçlı oğlandı.

   Zaman hızla ilerledi... Okul çıkış zilinin çalmasıyla beraber Terazi oturduğu yerden kalktı ve proje ortağının yanına gitti. Zilin çalmasıyla birlikte oda çantasını toplamaya başlamıştı. Terazi ortağının yanındaki sıraya oturdu ve "Bana bir şans tanıdığın için teşekkür ederim" dedi.

   Oğlan, Terazi'nin bu tavrını görünce önce biraz şaşırdı, ardından ise gülerek "Ben sadece bana benzeyen bir ortak arıyordum. Bilgisayarları seviyor gibi gözüküyorsun, bende böyle olduğum için bana en çok benzeyen kişiyi seçtim. Teşekkür etmene gerek yok yani." dedi.

   Terazi'nin içi bu sözlerden sonra ferahlamıştı, çünkü aklına kendisini, ona acıdığı için seçtiği geliyordu. Fakat bu sözlerle bu teoremi parçalanmıştı.

   Terazi biraz bekledi ardından ise "Sana 'İkiz' diye seslenebilir miyim?" diye sordu. Oğlan bu cümlenin ardından gözlerinin kısarak Terazi'ye baktı, ardından ise "Nedenini söylersen düşünebilirim" dedi.

   Terazi ise gülerek "Sen 'Kendime benzeyen birisini arıyorum' dedin, öyle değil mi? Birbirlerine benzeyen kişilere 'İkiz' denir. Sende tıpkı bir İkiz gibi sana benzeyen kişiyi arıyor, ve ona sadece onun anlayabileceği şeyleri söylemek istiyorsun, değil mi? İşte sebebi bu... Peki, ne diyorsun? Sana İkiz diyebilir miyim?" dedi.

   İkiz önce biraz durdu, ardından ise gözlerini genişleterek "Kulağa mantıklı geliyor... Tamam, bana artık 'İKİZ' diyebilirsin..." dedi.

   Terazi ve İkiz'in arkadaşlığı böyle başladı. 3 hafta boyunca sürekli çalıştılar ve muhteşem bir 3 haftanın sonunda muhteşem bir oyun ortaya çıkardılar. Bu süre boyunca Terazi ve İkiz'in arasındaki arkadaşlık daha da ilerledi. Terazi bu süre boyunca İkiz'e bildiği bilgisayar programlarını öğretti ve evinde yaşayan kişilerle tanıştırdı, aynı zamanda İkiz'in de o evde yaşayan herkes gibi ailesinin olmadığını öğrendi.

3. HAFTANIN SONU : Yer The Light Of Future Yüksek Kalite Eğitim Lisesi,  1/A Sınıfı

   Terazi ve İkiz sınıflarının olduğu koridorda yürüyorlardı. Yaptıkları proje ödevini herkese göstermek için sabırsızlanıyorlardı. O kadar heyecanlanmışlardı ki, yürürken bacaklarının titrediğini fark etmiyorlardı.

   Sınıfa on metre kala adımlarını hızlandırmaya başladılar, fakat birden duraksadılar. Terazi önce biraz duraksadı ardından ise "Mike, Lee, Drean... Ne halta bizim önümüzü kestiniz" dedi düşük bir sesle.

   Mike, Lee ve Drean... Sınıfın "HAVALI" öğrencileri. Bu üçlemenin lideri Lee, diğer ikisi ise onun yanında dolaşan yalakalarıydı.

   Lee biraz düşünür gibi yapıp ardından ise ukala bir tavırla "Bir düşüneyim... Elinizdeki proje ödevini almak için buradayız desem, anlamış olur musun?" dedi.

   Terazi elinde tuttuğu DVD'yi İkiz'in eline tutuşturdu ardından ise ağır adımlarla Lee'ye doğru yaklaşmaya başladı. Lee tehlikenin üzerine doğru geldiğini görünce, hemen "Drean, Mike! Yakalayın şunu!" diye emir verdi yanındakilere.

   Drean ve Mike bu sözü duyduktan sonra Terazi'nin üzerine doğru yürümeye başladılar. Mike yumruk atmayı denedi, fakat Terazi ona doğru yaklaşan yumruğu havada tutup, Mike'ı ters yüz etti. Mike'ın yere düştüğünü gören Drean, Terazi'ye doğru bir tekme attı, fakat attığı tekme daha rakibine ulaşamadan yakalandı. Terazi Drean'ın ayağından çekti ve bir çelme atıp yere düşürdü. Ardından ise Lee'ye doğru ilerlemeye başladı.

   Lee gelen tehlikenin karşısında ne yapacağını bilemedi ve gerilemeye başladı, fakat gerilerken sütunlardan birisine çarptı ve yolun sonuna geldi. Korku dolu gözlerle Terazi'ye doğru bakıyordu. Terazi Lee'nin yanına gelince elini omzuna koydu ve onu bir köşeye itekledi. Ardından İkiz'e dönüp "Hadi gidelim artık... Yoksa geç kalacağız." dedi. Lee hayret içerisinde Terazi'nin ve İkiz'in sınıfa gidişini izledi. Ardından ise olduğu yere yığıldı.

   Terazi ve İkiz yaptıkları proje ödevi ile sınıftaki en yüksek dereceyi aldılar. İkiz, Terazi'nin durumunu bildiği için arkadaşlarına onun nasıl birisi olduğunu anlattı. Böylelikle artık insanlar Terazi'den kaçmayacak, aksine notları yüzünden ona daha da yakın duracaklardı. Çok geçmeden Terazi, okulun en popüler çocuğu oldu.

   Bir gün Terazi okulun sonlarına doğru İkiz'e bir proje teklifinde daha bulundu. Fakat bu proje teklifi için İkiz'in onun yaşadığı yere taşınması gerekiyordu. İkiz yalnız yaşadığı için Terazi'nin teklifini hemen kabul etti.

   Terazi'nin İkiz'e teklifini sunduğu proje bir okul projesi değildi. Bu proje Akrep ve Aslan'ın İkiz'in de ailesiz olduğunu öğrendikleri zaman ortaya attıkları bir projeydi. Bu proje ile birlikte sanal bir Robin Hood olacaklardı, haksız parayı yardım kurullarına, sahte işletmecileri de hapishaneye göndereceklerdi. Bu projenin ismi "ZODIAC HACKERS PROJESİ"ydi.